Yani, park artık park olmayacak. Belediye, burayı başka bir amaç için kullanacak. | Open Subtitles | يعني أنّ المتنزّه لن يعود متنزّهاً و ستستخدم المدينة هذه الأرض لأمرٍ آخر |
Küçük çocuğunuz travmatik bir şeyle karşı karşıya kaldığında, onun bunu bir oyun gibi görmesi için daha da fazla uğraşırsınız, çünkü çocuklar doğal olarak dünyayı oyunla öğrenir. | TED | وعندما يتعرض طفلك لأمرٍ صادم، فإنك تبذل ما في وسعك لتجعل حياته تبدو كلعبة؛ لأن الأطفال يستكشفون عالمهم عن طريق اللعب. |
O gece bir seyler karistirdigindan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق بأنه كان يخطط لأمرٍ ما تلك الليلة |
Tatlı olarak da dondurma aldım sonra jartiyer aldım ve 8 dolar da şey için... | Open Subtitles | وأشتريتُ آيس كريم للتحلية، وجوارب و 8 دولار لأمرٍ خاص فأكون قد صرفت 42 دولار من المبلغ |
bir şey tekrarlandığı zaman bende yeteri kadar stres ataklarının gelmesine sebep oluyor. | Open Subtitles | الحقيقه هى تكرار شيئاً يسبب لى الكبت ,هو لأمرٍ محزن |
bir şeyler için beni arayabileceğin konusunda beni uyramak istemiş. | Open Subtitles | أراد أن يحذّرني من أنّك ستهاتفني لأمرٍ ما |
Olay şu: Benimkilere somut bir şeyler vermem lazım. | Open Subtitles | ولكن هاكِ الأمر، كما ترين أحتاج لأمرٍ قوي لكي أذهب به لجماعتي |
bir şey tekrarlandığı zaman bende yeteri kadar stres ataklarının gelmesine sebep oluyor. | Open Subtitles | الحقيقه هى تكرار شيئاً يسبب لى الكبت ,هو لأمرٍ محزن |
Ama eğer birlikte hareket etmemi istiyorsan senden bir isteğim olacak. | Open Subtitles | لكن إذا أردتِ منّي المضيّ قدماً بالخطّة، فأنا بحاجة لأمرٍ ما منك |
Bizi, kendilerinin para ve silahıyla tutulmuş kardeşinin diktatörlüğünde yozlaşmış bir Orta Doğu rejimine sürüklüyorlar. | Open Subtitles | يحاولون إدارتنا لأمرٍ اَخر فاسد نظام شرق أوسطي مع أخيك كدكتاتوري يبقى تحت سلطة الأمريكيين بالسلاح والمال |
Kesinlikle ve hâlâ etrafta dolanıyorsa büyük bir şey planlıyor demektir. | Open Subtitles | تماماً ، وإن كان يتسكع في الجوار . فهذا يعني بأنه يخطط لأمرٍ كبير |
Dinle, seni gerzek! Cadılar büyük bir şey planlıyor! | Open Subtitles | اسمع أيّها الأحمق الساحرات يخطّطن لأمرٍ كبير |
Francis bir şey yapmayı planlasaydı Dunbar'a terapiyi söylemez miydi? | Open Subtitles | إن كان فرانسس يُدبر لأمرٍ ما، ألا تعتقدين أنه كان أخبر دنبار عن العلاج؟ |
Cadı çevrelerinde dolaşan bir söylenti var. Gezginler büyük bir şeyler peşindeymiş. | Open Subtitles | ثمّة إشاعة بين السّاحرات بأنّ الرحّالة يخططون لأمرٍ جلل. |
bir şeyler ima ediyordu. | Open Subtitles | كان يلمّح لأمرٍ كهذا |
Normalde o tür şeyler için insanları öldürüyorum. | Open Subtitles | عادة أقتل الناس لأمرٍ كهذا |