İkinci olarak da dünya bunu yapabilecek yetkiye sahip insanlara ihtiyaç duyuyor. | TED | والشئ الثاني، كما أعتقد، هو أن العالم يحتاج لأناس مسئولين عن ذلك. |
Zor zamanlarında benim gibi insanlara yardım elini uzattı. Çok minnettarım. | Open Subtitles | كان ودودًا جدًّا لأناس مثلي أثناء العاصفة، وقد امتننت لهذا حقًّا. |
Sanırım ben ve Narcy gibi insanların sorunu her zaman batırıyor olmamızdır. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الأمر بالنسبة لأناس مثلي ونارسي، إنّها دائماً ضربة إلى الجحيم. |
Bizim gibi, her şeylerini ülkesine ve dünyaya adayan insanların kendilerini unutmaları mümkündür. | Open Subtitles | انه من الممكن لأناس مثلنا من يضحي بكل شئ لبلدنا وللعالم لمسامحة انفسنا |
ve bu, onlara ulaşamayan insanlar için çok fazla tıbbi yardımı gerektiriyor | TED | لقد قدمت الكثير والكثير من الرعاية الطبية المطلوبة لأناس لم يكونوا ليحصلوا عليها. |
Kötü akustiğe sahip ve gürültülü yerlerde bizi özünde dinlemeyen insanlarla iyi konuşamayız. | TED | لا نتحدث جيداً لأناس لا يصغون الينا ببساطة في بيئة ليست مناسبة للحديث بسبب الضجة |
Facebook'taki sayfaların tam listesi insanlara sevgilerini, birbirlerine aynı mesajlarla ithaf ettiler. | TED | وهذه هي قائمة لكل الصفحات علي الفيس بوك المكرسة لنفس الرسالة، لأناس يتبادلون مشاعر الحب بين بعضهم البعض. |
İmparatorluklar döneminde bir çağ vardı o zamanda tehdit altında hayatta kalabilen insanlara ihtiyaç vardı. | TED | في زمن الامبراطورية، كانت هناك حوجة لأناس يتعايشون مع المخاطر. |
Yoksa üç oyunumu kaçırırım ve bunu, gösteriyi izlemek için para veren insanlara yapamam. | Open Subtitles | فسأضطر بألا أؤدي ثلاثة عروض ولا يمكنني فعل ذلك لأناس دفعوا لرؤية العرض |
Bu onların güçlerini alır, ve onları sıradan insanlara... dönüştürür. | Open Subtitles | سوف تأخذ قواهم بعيدا و تحولهم لأناس عاديين |
Onu hakkında hiçbir şey bilmediğim insanlara karşı yükümlü yapmam son derece ciddi sonuçlar getirebilir. | Open Subtitles | غير لائق أن أجعلها تكون مُلزمة لرد المعروف لأناس لا أعرف عنهم أي شىء |
Yani Dünya'daki insanlara kendince "ne haber millet" mi diyor? | Open Subtitles | حقًا؟ أتحسب أن هذه طريقة القول، "مرحبًا" لأناس كوكب الأرض؟ |
Size bunlardan bahsedeceğim ve bunların nasıl çalıştığını göstereceğim, bunu, insanların nasıl olup da yanlış düşündüğüne ilişkin örnekleri göstererek yapacağım. | TED | وسوف أحدثكم في خلال كل هذه وأعرض كيفية عملهم وإستخراج نتائجهم، فقط خلال عرض الأمثلة لأناس تفهم بعض الأشياء خطأ. |
Luana: Biz, insanların pozitif mesaj göndermesi için bir aletiz. | TED | لوانا: نحن مجرد أداة لأناس يريدون إرسال رسالة إيجابية. |
Yaptığım ilk şeylerden biri, tanıdığım insanların isimlerini yazmak oldu ve bu kişiler üç boyutlu bir dramadaymış gibi karakterleri oluşturdu, kim olduklarını, ne yaptıklarını umutlarını ve geleceğe dair korkularını anlattılar. | TED | من أوائل ما كتبت كان عبارة عن قائمة من الأسماء لأناس عرفتهم من قبل. أصبحوا شخصيات في شكل دراما ثلاثية الأبعاد، حيث يعبرون عن ماهيتهم، ماذا يفعلون، أحلامهم و مخاوفهم من المستقبل. |
Diğer insanların kaskı giyip gözlerini kaydetmesi daha kolay olurdu. | TED | إنه سيكون من السهل لأناس آخرين أن يقوموا بارتداء الخوذة و يسجلوا فيديو لأعينهم. |
Dünyanın senin gibi küçük insanlar için zamanı yok. | Open Subtitles | العالم لَيْسَ لديه وقت .لأناس صِغارِ مثلك |
Yani, paralı insanlar için. Şanslısın. | Open Subtitles | أعني، بالنسبة لأناس يملكون المال أنت محظوظ |
Dünyanın etrafından değişik insanlarla bu olasıklıklar hakkında konuştuğunuzda | TED | كريس: لكن في حديثك لأناس مختلفين حول العالم حول الإمكانيات هنا، |
Kendim de bulabilirim ama o zaman bir sürü insana bir sürü soru sormam gerekir. | Open Subtitles | أستطيع ان اجده بنفسي لكن ربما هذا يعني الكثير من الاسئلة لأناس كثيرين |
Ne kadar suç işlemesen de o senin ve benim gibi insanları aşşağılamaktan vazgeçmez. | Open Subtitles | إنها جريمة ولكنها لا تكن شيئا لأناس مثلي ومثلك إلا الحقد والكره |
Düşündüm ki: "Neden bunu yapıyorum, sahte bir gülücük, aptal bir giysi maç kazanmak uğruna her şeyi yapabilecek kişiler için?" | Open Subtitles | فكرت، لماذا أفعل هذا ؟ أزيف ابتسامات وأرتدي زي غبي لأناس يفعلوا أي شيء ليفوزوا بالمباراة ؟ |
Paralar, aslında Timsah'a ait olmasına rağmen, .kendilerine aitmiş gibi numara yapan, insanların "başkanlar", "yöneticiler" diye hitap ettikleri, şirketlerin başındaki adamlara ait oluyor. | Open Subtitles | و هي لأشخاص مهمين لأناس يقولون أنهم رؤساء شركات و مدراء تنفيذيون يدعون أن المال هو لهم في حين أنها في الواقع للتمساح |