Çünkü biliyorsun kendi duruşma listemde olan bir dava hakkında konuşamam. | Open Subtitles | لأنك تعلم بأنه لا أستطيع التحدث عن قضية موجودة في مكتبي |
Neden aileni evde bırakmıyorsun, Çünkü biliyorsun 30 gün yıllık izinin var. | TED | لم لا تترك عائلتك تظل في مسقط رأسك، لأنك تعلم انك تحصل على 30 يوم اجازة. |
Çünkü biliyorsun, dün gece iyi bir maç çıkardın. | Open Subtitles | لأنك تعلم أنك لعبت مباراة جيدة ليلة البارحة |
Daha iyisini bulamayacağını bildiğin için sığındığın bir çocuk sadece o. | Open Subtitles | أنها مجرد طفلة تشعر بالأمان معها لأنك تعلم بأنها لن تنجح |
Benim haklı olduğumu bildiğin için adını söyleyemiyorsun. | Open Subtitles | لا تستطيع ذكر أسمه لأنك تعلم بأني على حق |
Ama kalbinizin ta içinde bilirsiniz ki ödediğiniz bedel buna değer. | Open Subtitles | لأنك تعلم في قلبك أن العصير يساوي العصرة |
Çünkü biliyorsun, amirin yanına çıksaydın ve benim ya da birimdeki herhangi biri hakkında dava açılmasını isteseydin, sana avazı çıktığı kadar gülerdi. | Open Subtitles | لأنك تعلم إن ذهبت إلى القائد , وطلبت منه أن يفتح قضية علي , أو على أي شخص في وحدتي سيطردك من مكتبه بكل سرور |
Sakın buna başlama, Çünkü biliyorsun benim suçum yok. | Open Subtitles | لا تجرؤ على قول ذلك لأنك تعلم أنّي لم أفعل |
Çünkü biliyorsun eğer yukarıdaki dostların bir şey başaramazsa bundan bir şey çıkmayacak. | Open Subtitles | لأنك تعلم بأنه لا شيء سينتج من هذا ما لم ينجح رفاقك في الأعلى |
Gidip işemem gerekiyor Çünkü biliyorsun, ben bir insanım. | Open Subtitles | سأذهب لأعمل بعض الخشخشة. لأنك تعلم اني بشر. |
Çünkü biliyorsun, her 3 saatte bir mama yemeliler, ve eğer yedirmezsen, yaygara çıkarırlar... | Open Subtitles | لأنك تعلم يجب أن يتم تغذيتهم كل ثلاث ساعات. و إذا لم تغذيهم بانتظام فهم يصبحوا مُهتجون |
Beni yaraladı, Çünkü biliyorsun, çok fazla kavrama var. | Open Subtitles | لقد جرحتني بالفعل لأنك تعلم أنها محكمةٌ كثيراً |
Sadece eşekarılarından kolla kendini çünkü, biliyorsun, Koç Donnie ilk yardım çantamızı sattı. | Open Subtitles | ولكن احذر من الدبابير (لأنك , تعلم , المدرب( دوني الإسعافات الأولية لدينا |
Chandler, sabahları aldığın şu uzun duşlara dikkat etmek zorunda kalacaksın Çünkü biliyorsun ki Racquel işe geç kalamaz. | Open Subtitles | تشاندلر , يجب ألا تتأخر في الاستحمام صباحاَ لأنك تعلم أن (راكيل) لا تستطيع التأخر -رايتشل |
Hadi ama. Şut at. Ama belki de seni çok kötü bloklayacağımı bildiğin için korkuyorsundur. | Open Subtitles | هيـا سددهـا على السلة ، أم ربمـا أنت خـائف لأنك تعلم أني سأصدهـا |
Güvende olduğunu bildiğin için aptal numarası mı yapıyorsun? | Open Subtitles | هل تتصرف بغباء لأنك تعلم أنك في مأمن؟ تصرّف ذكي |
Ve bunu bildiğin için de ortalık sakinleşene kadar burada saklanıyorsun. | Open Subtitles | وأنت تختبيء هنا ريثما تهدأ الأمور لأنك تعلم هذا. |
İş sebebiyle gelmediğimi bildiğin için benimle böyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | تتحدث معي هكذا لأنك تعلم أنني لست هنا للعمل |
Kötü olacağımızı bildiğin için. | Open Subtitles | حسناً، فقط لأنك تعلم أننا سنؤدي بشكل سيء. |
İlaçlarını orada sakladığını bildiğin için değil mi? | Open Subtitles | - ليس لأنك تعلم أنها تبقي مسكن الألم هناك؟ |
Ama kalbinizin ta içinde bilirsiniz ki ödediğiniz bedel buna değer. | Open Subtitles | لأنك تعلم في قلبك أن العصير يساوي العصرة |