Burada gaziler hakkımda konuşmak için çok heyecanlıyım çünkü ben orduya savaşa gitmek istediğim için katılmadım | TED | أنا سعيد لوجودي هنا للتَحدث عن قدامى الجنود، لم يكن انضمامي للجيش لأني أردت الذهاب للحرب. |
Ama seninle baş başa kalmak istediğim için ona arkadaşlarıyla plan yapmasını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرته بأن يصنع خططاً أخري لأني أردت أن أحصل عليكي لنفسي. |
Jaffa'larım seni buraya ben istediğim için getirdiler. | Open Subtitles | الجافا أتباعي جلبوك في حضرتي لأني أردت ذلك |
Yani, mükemmel bir adamla evlendiğimi tüm dünyanın bilmesini istediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفه لأني أردت أن يعلم كل من بالعالم بأني تزوجت الشخص المثالي ، حبيبي |
Bunu yaptım, çünkü yerden uzaklaşmanın verdiği fiziksel hissi vermek istedim. | TED | فعلت ذلك لأني أردت أن يصلكم الإحساس الفعلي بالحركة علي الأرض. |
Buraya gelmek istediğim için mi geldiğimi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد اني أتيت الي هنا لأني أردت المجئ الي هنا ؟ |
Ofise yakın, işim bittiğinde kalabileceğim bir yer istediğim için burayı satın aldım. | Open Subtitles | لقد اشتريت هذا المكان لأني أردت مكانًا قريبًا من المكتب يمكنني الجلوس فيه عندما انتهي |
İstediğim için yapmadım, zorunlu olduğum için yaptım. | Open Subtitles | لم أفعلها لأني أردت هذا بل لإظطراري |
Buraya savaşa bir son vermeyi kendim istediğim için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت لأني أردت أن اضع حد للقتال |
Seni tekrar görmek istediğim için beni suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا تعاقبيني لأني أردت رؤيتك مرة ثانية. |
- Neden bahsediyorsun sen? Coco, hayatımı kurtarmasını istediğim için ona yardım ettim. | Open Subtitles | "كوكو"، لقد ساعدته لأني أردت منه أنقاذ حياتي. |
Hayatımı sensiz geçirmek istediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لأني أردت أن أقضي باقي حياتي معك |
-Hayır. İstediğim için biraz verdim. | Open Subtitles | أعطيتهم القليل لأني أردت ذلك |
Seni Tayvan'a postalamak istediğim için o kadar üzgünüm ki... | Open Subtitles | انا أسفة لأني أردت أن ارسلك إلى (تايوان) |
Bunu istediğim için kendimden utandım. | Open Subtitles | أنا خجلة من نفسي... لأني أردت ذلك |
Kıyafete karşı bir karar aldım çünkü figürün hiç bir kültürel içeriği veya zamanı belirli öğeler olmamasını istedim. | TED | وقررت أن أكون ضد فكرة إرتداء الملابس لأني أردت ألا يعكس الكائن الحي تبعاته الثقافية أو عوامل إرتباطه بالزمن. |
Evet, çünkü seni oradan çıkarmak istedim ve sigara içtiğini biliyordum. | Open Subtitles | نعم، لأني أردت أن اخرج من هناك، وكنت أعرف أنكِ مدخنة. |