çünkü onu hiç beslemedin, dolaşmaya çıkarmadın, çişe çıkarmadın. | Open Subtitles | لأنّك لم تطعمه قط، أو تمشيه، أو تدعه يخرج للتبول |
Sen daha iyi bir insansın, çünkü onu oraya yalnız göndermedin. | Open Subtitles | أنت رجل أفضل، لأنّك لم ترسله إلى هناك لوحده. |
Ama sen hiç evlenmedin çünkü onu hiç unutamadın, değil mi? | Open Subtitles | لكنّك لم تتزوّج أبداً، لأنّك لم تتخطى حبّها، صحيح؟ |
Gelebilirim ve geleceğim. Çünkü bana başka bir şans bırakmadınız, hanımefendi! | Open Subtitles | يمكنني وسأتجاهله لأنّك لم تمنحيني خياراً آخر يا امرأة |
Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin Çünkü bana güvenemedin. | Open Subtitles | كنت أحبّك وسمحت لسرّ صغير، كنت لأحتفظ به لنفسي أن يفرّق بيننا لأنّك لم تثق بي |
çünkü onu bir yılı aşkın süredir görmedin. Öyle, değil mi? | Open Subtitles | لأنّك لم ترها منذ أكثر من عام أليس كذلك؟ |
Şimdi kendinizi suçluyorsunuz çünkü onu korumadınız. | Open Subtitles | والآن أنت تلوم نفسك لأنّك لم تحمها. |
çünkü onu bana vermediniz. | Open Subtitles | لأنّك لم تعطني إيّاها ؟ |
Jade daima koşarak bana geri gelirdi çünkü onu tatmin edemiyordun. | Open Subtitles | لطالما عادت (جايد) إلي لأنّك لم تستطع إشباع رغبتها |
Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin Çünkü bana güvenemedin. | Open Subtitles | كنت أحبّك وسمحت لسرّ صغير، كنت لأحتفظ به لنفسي أن يفرّق بيننا لأنّك لم تثق بي |
Çünkü bana hiç çıkma teklif etmedin. | Open Subtitles | لأنّك لم تسالني للخروج معك أبداً |
Çünkü bana saygısızlık ettin. | Open Subtitles | لأنّك لم تظهري لي الاحترام |