Kalbi patladı Çünkü o aptal haplarını almamıştı. | Open Subtitles | قلبها انفجر لأنّها لم تتناول حبوبها الّلعينة متأسّـف |
Ve, biliyor musun, sana bunu bile söylememem lazım Çünkü o söylemeyecekti, fakat eğer birbirimiz için neler yaptığımızın 975 kanıtını istiyorsan, | Open Subtitles | وأتعلم، لا أعلم لماذا أخبرك بذلك لأنّها لم تكن لتخبرك بذلك .. |
Ve başka bir şey düşünemezsen, o zaman sadece hayal gördüğünü ya da delirdiğini farz et Çünkü o kesinlikle sana vurulmadı. | Open Subtitles | وإذا لم تستطع التفكير في أيّ شيء، فإنّ عليك... الإفتراض أنّك تهلوس أو مجنون لأنّها لم تغازلك على الإطلاق |
Bana gerçek adresini ve telefonunu vermediği için onu arayamıyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى الإتّصال بها لأنّها لم تخبرني باسمها ولا عنوانها الحقيقيّين |
Korsika'ya gitmene izin vermediği için kızgın olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بأنّكِ غاضبة لأنّها لم تسمح لكِ بالذهاب إلى "كروسيكا". |
Çünkü o yapmadı. Onu durdurdum. | Open Subtitles | لأنّها لم ترتكب الجرم، فقد أوقفتُها. |
Çünkü o artık yok, ben varım. | Open Subtitles | لأنّها لم تعُد هنا، بل أنا هنا. |
Çünkü o vurmadı. Üçlemeci vurdu. Ama bunu Deb'e söyleyemem. | Open Subtitles | "لأنّها لم تفعل، بل قاتل الثالوث، ولكنّي لا أستطيع إخبار (ديب)، أحتاج أسبقيّة" |
Çünkü o bir tıbbi iğne değil. | Open Subtitles | -هذا لأنّها لم تكن حقنة طبية . |
Sana vermediği için bakire oldu, değil mi? | Open Subtitles | لأنّها لم تهب نفسها لك، أصبحت عذراء؟ |