Ve şehirden ayrılmam gerekti çünkü her şey bana seni hatırlatıyordu. | Open Subtitles | وكان علي أن أغادر المدينة لأن كل شيء كان يذكرني بك |
Yakından bak, çünkü her şey orada. Böö! Ee, ne kadar ücret alıyorsunuz? | Open Subtitles | أمعن النظر, لأن كل شيء هنا إذا, كم من المال تريد أن تتقاضى؟ |
Eve gitmek istemiyorum, çünkü her şey bana, onu hatırlatıyor. | Open Subtitles | والآن لا أريد العودة للمنزل لأن كل شيء يذكرني بها |
- çünkü her şey düzenlendi ve hazırlandı. | Open Subtitles | لأن كل شيء تم طلبه وإعداده |
Bunun gibi bir haritaya bakarız. ve tüm dünya tek düze gözükür Çünkü herşey bir veya iki sekme uzaklıktadır. | TED | ننظر لخريطة مثل هذه، ويبدو كما لو أن العالم بأسره مسطح لأن كل شيء هو على بعد قفزة أو اثنتين لا أكثر. |
Çünkü herşey bir torba otla daha güzel.. | Open Subtitles | لأن كل شيء أفضل مع كيس من الحشيش |
Sanal ağda biz buna samanlıkta iğne aramak diyoruz çünkü her şey birbirine çok benziyor. | TED | وهذا ما نسميه في السيبرانية بالبحث عن إبرة في كومة من الإبر، لأن كل شيء فيها متشابه لحد كبير. |
En baştan yeniden kullanmak için tasarlıyoruz, çünkü her şey yeniden kullanılır, biz yeni yeni planlamaya başladık. | TED | نُصممُ من أجل إعادة الإستخدام منذ البداية، لأن كل شيء أعيدَ إستخدامه، والآن فقط نحن نخطط لذلك. |
Hiçbir şey olduğu gibi olmazdı çünkü her şey olmadığı gibi olurdu, ve tam tersine olan şey olmadığı gibi olurdu. | Open Subtitles | لا شيء سيكون، مايجب أن يكون لأن كل شيء سيكون ما لايجب أن يكون والعكس صحيح ما يجب أن يكون لن يكون |
çünkü her şey dahi Gene'in birasını alacağını gösteriyor. | Open Subtitles | لأن كل شيء يشير نحو الجين الجني له الحصول على الجعة. |
Ama hiçbir şeyi değiştirmezsin, çünkü her şey bir hafta öncesinden daha parlaktır. | Open Subtitles | لكن عليكِ أن تغييري الأشياء لأن كل شيء ألمع مما كان عليه منذ أسبوع |
Benim ne söylediğimin bir önemi de yok, ...çünkü her şey satın alınarak değersizleştirildi. | Open Subtitles | لا يهم ما أقوله أنا، لأن كل شيء اكتسبناه أصبح منحطاً. |
Bu dava bir trajediye dönüştü çünkü her şey şartlara bağlıydı. | Open Subtitles | هذه القضية أصبحت مأساة لأن كل شيء جاء بناءاً على أمور ظرفية |
Kanunlara uymada sıfır noktasındayız çünkü her şey yozlaşmış. | Open Subtitles | بدا مثل هذا. هناك نقطة الصفر في أعقاب القانون، لأن كل شيء معطوب. |
çünkü her şey size sevgilinizi hatırlatır dolayısıyla da kaybınızı. | Open Subtitles | ربما لأن كل شيء يُذكرّك بحبيبك، وبالتالي خسارتك |
Çünkü herşey bir torba otla daha güzel.. | Open Subtitles | لأن كل شيء أفضل مع كيس من الحشيش |
Çünkü herşey bir torba otla daha güzel.. | Open Subtitles | لأن كل شيء أفضل مع كيس من الحشيش |