Üzerinizde bir madalya dahi olmadığı için ne kadar da derli toplu görünüyorsunuz. | Open Subtitles | تبدو مرتب جداً، لأن ليس لديك شرف أو أشكال أخرى من تمييز الديكور |
Annem hiçbir planın olmadığını itiraf ettirdiği için mi, yoksa hiçbir planın olmadığı için mi? | Open Subtitles | لأن أمي جعلتك تعترف أنه ليس لديك خطط أو لأن ليس لديك خطط؟ |
Başka seçeneğiniz olmadığı için söylediğiniz şeyler. | Open Subtitles | بعض الأشياء تقولها لأن ليس لديك خيار آخر |
Çocuğun olmadığı için şanslısın. | Open Subtitles | بطريقة ما، أنتِ محظوظة لأن ليس لديك أطفال. |
Bunun belki de hayatında Tanrı olmadığı için başına gelebileceği aklına hiç geldi mi? | Open Subtitles | هل سبق حدث ذلك لك أن ربما ذلك لأن ليس لديك الله في حياتك؟ |
Solungaçların olmadığı için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | انت سعيد لأن ليس لديك فتحات انفية |
Senin seks hayatın olmadığı için, kıskanıyor musun yoksa? | Open Subtitles | هل انت غيور لأن ليس لديك حياة جنسية؟ |
Servetin olmadığı için burda olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أظن أنك هنا لأن ليس لديك ثروة |
Başka arkadaşın olmadığı için mi? | Open Subtitles | لأن ليس لديك أصدقاء أخرين؟ |