- Telemetri, bunun araç arızası olma şansı var mı? | Open Subtitles | إلى نظام الإستشعار، أثمة فرصة لأن يكون هذا عطل بالأجهزة؟ |
Daha önce gördüğün bir hayvanı gördüğünde, onun bir yırtıcı olma ihtimali hiç görmediğin hayvana göre azdır. | TED | صحيح؟ أي حيوان تراه وقد رأيته من قبل أقل إحتمالاً لأن يكون حيواناً مفترساً عن الحيوانات التي لم تراها من قبل. |
Böyle genç bir çocuk sahibi olmak için fazla yaşlıydık. | Open Subtitles | نحن كنّا كبار السن جدا لأن يكون عندنا ولد صغير |
Silah satıcıları, barutu, el altında bulundurmayı severler, ... ama barutun, tehlikeli olmak için kurşun içinde olması gerekmez. | Open Subtitles | تجار الأسلحة يحتفظون بالبارود لصناعة رصاص حسب الطلب لكن البارود ليس بحاجة لأن يكون في رصاصة حتى يكون خطرا |
Geçerli bir evlilik olması için yetkili bir kurum onaylamalı. | Open Subtitles | , لأن يكون زواج صحيح يجب ان يدار بواسطة القاضى الصالح |
Ve bilirsiniz, bir erkek çocuğunu eğittiğinizde, ailesi daha az çocuk sahibi olmaya yönelebilirler, ama sadece biraz. | TED | وتعلمون، عندما تعلم ولدا، تميل عائلته لأن يكون فيها أطفال أقل، ولكن بشكل طفيف فقط. |
Olmaması gerekirken sokulgan olma eğilimi var. | Open Subtitles | فهو يميل لأن يكون اجتماعياً في أوقات غير مناسبة |
Belki-- onun bu saldırgan tutumunun altında, senin başına gelecek şeylerin daha fazla farkında olma isteği, senin düşünce sistemini anlayabilmek için, senin kararının bir parçası olabilme ihtiyacı yatıyor olabilir. | Open Subtitles | حسناً, ربما كان تصرفه العدواني يعكس حاجته لأن يكون واعياً أكثر بما يحدث معك |
Bu özrün yeterli olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي إحتمال لأن يكون هذا الإعتذار كافياً ؟ |
yani sınıf yüzüğü olma ihtimali yok. | Open Subtitles | أذن ليس هناك طريقة لأن يكون خاتم مرحلة دراسية |
Jay'in model olma şansı sıfır bedendi. Diğer yandan Simon da sıkı pratik yapıyordu. | Open Subtitles | إذا جاي لديه فرصة " بمقاس صفر"لأن يكون عارض أزياء, ولكن سايمون كان يتمرن جاهدا |
ahlak dışı olurdu. Ailelerle çalışabiliyor olmamız lazım, ailelere destek olmak için, o ilk yılları onlarla birlikte idare edebilmek için. | TED | من أجل العلاج. نحن بحاجة لأن يكون بإمكاننا العمل مع العائلات, لدعم العائلات, لمواجهة هذه السنوات الأولى معهم. |
İnternetin tamamen iyi ve tamamen kötü olmak için fazla engin ve karmaşık olduğunu biliyoruz. | TED | نعلم أن الإنترنت شاسع ومعقد جدًا لأن يكون جيدًا أو سيئًا في كل شيء. |
Onunla çocuk sahibi olmak için heyecanlanıyordum. | Open Subtitles | كنا سنحظى لقد متحمسة لأن يكون لدي طفل برفقته |
Patronunun olması için, önce bir işinin olması lazım. | Open Subtitles | لأن يكون لديك رئيس تحتاج أن يكون لديم عمل |
Cinayet-intihar olayları ve oyun geceleri hariç insanların sevgili olması için hiç iyi neden yok. | Open Subtitles | ليس هنالك سبب جيد لأن يكون الناس أزواجاً. باستثناء ليلة الألعاب, و جرائم الإنتحار. |
Kişisel olması için bir neden yok. | Open Subtitles | وإذا،لا داعي لأن يكون الموضوع شخصياً |
-Hayır. Baban için çok zor bir gün ve ailesi ile birlikte olmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنه يومٌ عصيبٌ على والدك ، وهو بحاجةٍ لأن يكون مع أسرته |
Bu dava Gizli dosya olmaya yakın bile değil. | Open Subtitles | هذه الحالة ليست حتى إنتهاء لأن يكون ملف مجهول. |
Sen tutuksun Stephen'ın hikâyelerinden biri olmasına dua ediyorsun. | Open Subtitles | كُنت مشلولاً تصلي لأن يكون الأمر مُجرد قصة من قصص ستيفن |
Galiba, onu tatmin edebilmek için de, zinde olması gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد انه يحتاج لأن يكون لائقا صحيا، اذا كان يريد إرضائها |