Her şeyi açığa kavuşturmak istiyorum seninle taşak geçiyordum. kızına uyuşturucu falan vermem. | Open Subtitles | ,أريد فقط التوضيح أنني كنت أمزح فقط لم أكن لأعطي أبداً مخدرات لإبنتك |
Bunun ne ona ne de kızına bir yararı dokunmaz. | Open Subtitles | إيرين أنت لا تفعلين خيرا له.. و لا تفعلين خيرا لإبنتك |
kızınızın Hong Kong'da olduğunu ya da yolunun buraya düşmüş olma ihtimali var. | Open Subtitles | توجد فرصه جيده لإبنتك اما ان تكون فى هونج كونج او فى طريقها الى هنا |
Neden üç yaşındaki kızının Savunma Bakanlığı'nda şifrelenmiş gizli bir dosyası var? | Open Subtitles | لم لإبنتك ذات ال 3 أعوام ملف مشفَّر.. ببنك معلومات سري بوزارة الدفاع؟ |
Eğer kızın için yeterince iyi birisi olmadığımı düşünüyorsan üzgünüm. | Open Subtitles | آسف اذا كنت تعتقد أننى لست جيداً بما يكفى لإبنتك |
Merhaba efendim. Küçük kızınız için çok lezzetli birşeyim var. | Open Subtitles | مرحبا، سيدي لدي شيئاً جذاب لإبنتك الصغيرة |
Sen de ergen kızını rahim cihazına soktun. | Open Subtitles | قديمة الطراز؟ أنت التي أحضرت لإبنتك المراهقة لولبا |
Karına bir düzine çiçek ya da kızına yeni bir elbise al. | Open Subtitles | إشتري لزوجتك باقه ورد أو ربما تشتري فستانا جديداً لإبنتك تلك |
kızına evlilik teklif ettiğim zaman, gerçek bir ailenin parçası olmanın nasıl bir şey olacağını düşünmekten kendimi alamadım. | Open Subtitles | عندما تقدمت لإبنتك لم أكف عن التفكير في أني سأكون عضواً بأسره |
Bu yeteneği kızına da öğretebileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | أتعرف أن هذه المهارات الإضافيه يمكن أن تعلمها لإبنتك |
Yani bu kadın yüzünden mi kızına oy vermedin? | Open Subtitles | إذن بسبب هذه المرأة لم تقم بالتصويت لإبنتك |
Açık konuşayım, seninle dalga geçiyordum. kızına uyuşturucu vermeyecektim. | Open Subtitles | ,أريد فقط التوضيح أنني كنت أمزح فقط لم أكن لأعطي أبداً مخدرات لإبنتك |
Aynı şeyin diğer kızınızın başına gelmesini hiç istemem. | Open Subtitles | اكره ان ارى ذات الشيء يحدث لإبنتك الاخرى |
kızınızın tehlike altında olduğunu söyleyip ailenizin güvenli eve götürülmesi emrini verdiniz. | Open Subtitles | لقد أصدرتَ أمراً بنقل عائلتك لمنزل آمن بناء على التهديد الذى صدر لإبنتك. |
- kızınızın ameliyatını yapmayı her şeyden çok isterim ama operasyon için gerekli kan elimizde yok. | Open Subtitles | لا أريد شيئا أكثر من إجراء العملية لإبنتك و لكننا لا نملك دماءا و هذا شيء مهم لإجراء العملية |
Camımı kaldıracağım ve yoluma devam edeceğim sen de evine, kızının yanına gideceksin ve birkaç yıl sonra, onun yüzüne bakıp bir gece, bir yola girmemeyi seçtiğin için yaşadığını karanlık yerine aydınlığa doğru yürüdüğünü hatırlayacaksın. | Open Subtitles | سأقوم برفع نافذتي وبعدها سأقود بعيدًا و أنت ستعود إلى المنزل لإبنتك |
Karının şeker hastalığı olduğunu kızının en sevdiği hayvanın bir suaygırı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ، أعلم أن زوجتك مُصابة بداء السُكري وأن الحيوان المٌفضل لإبنتك هو فرس النهر |
Fakat anlıyorum burada kızın için bir şeyler yapmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لكن هذا الشيء الذي تحاول فعله لإبنتك هنا، أتفهم ذلك |
Tamam mı? kızın için adaleti birlikte arayalım. | Open Subtitles | حسناً دعنا نسعي لتحقيق العدالة لإبنتك معاً |
Diğer bir değişle bir hiç! Ama akciğerleri kızınız için... | Open Subtitles | فتىً آخر لا يساوي شيئاً ولكن من أجل رئتين لإبنتك... |
Sadece fen bilimleri dersi öğretmeniyim ama bana öyle geliyor ki bu okul kızınız için doğru yer. | Open Subtitles | أنا فقط أدرس العلوم لكنني أشعر بأن هذه المدرسه ربما تكون المكان المناسب لإبنتك |
Tanrıça Tin Hau onu koruyacak seni ve kızını kollayacak. | Open Subtitles | الآلهه سوف تبعث بركاتها لكى و لإبنتك |
Çünkü ya Kızınla aşk yaşayacağım ya da hayat için saygıdeğer bir buluş yapacağım. | Open Subtitles | قد يكون السبب حبي لإبنتك أو أنني أصبحت أحترم الحياة البشرية |
kızınıza söylemem gereken şeyler var. O zamana kadar da gitmeyeceğim. | Open Subtitles | ثمة بعض الأشياء أود أن أقولها لإبنتك ولن أرحل من هنا قبل ذلك |
Tören, kızınızı nasıl anmak istediğinizle alakalı olacak. | Open Subtitles | الخدمة سوف تكون لإبنتك بالطريقة التي تريد بها أن يتذكرها الناس بها |