Ama sizi diğer adadan buraya getirmek için bir sürü zahmete katlandık. | Open Subtitles | لكن تكبّدنا العناء الكثير لإحضارك إلى هنا من الجزيرة الأخرى |
Seni buraya getirmek için hayatını verdi. | Open Subtitles | لقد منحت حياتها لإحضارك إلى هنا |
Bunu vermeden önce seni buraya getirmek zorunda kaldığım için üzgünüm Sun. | Open Subtitles | أعتذر لأنّي اضطررتُ لإحضارك إلى هنا قبل أن أعطيك إيّاه يا (صن) |
Bu yüzden seni buraya getirtmek için birilerinin başını ağrıtmam gerekti. | Open Subtitles | لذلك توسطت لدى بعضهم لإحضارك إلى هنا |
Bu yüzden seni buraya getirtmek için birilerinin başını ağrıtmam gerekti. | Open Subtitles | لذلك توسطت لدى بعضهم لإحضارك إلى هنا |
Seni buraya getirtmek için para harcadım. | Open Subtitles | لقد أنفقت نقودا لإحضارك إلى هنا |
Seni buraya getirmek için büyüyü engellemem gerekti. | Open Subtitles | أما بالنسبة لإحضارك إلى هنا... استطعت حرف التعويذة |