Anjin olmuş. Onu oradan çıkarmak için uğraşıyorum. | Open Subtitles | ذبحة صدرية، أقوم ببعض التحرّكات حالياً لإخراجه من هناك |
- O ejderhasından düştü ve biz onu kumdan çıkarmak için saatlerce uğraştık. - Gustav, sana tokat atmamı sağla! | Open Subtitles | سقط من فوق تنينه وقضينا ساعات في محاولة لإخراجه من الرمال غوستاف ، لا تجعلني اجعل لك لكمة |
Onu ülkeden çıkarmak için sana asla güvenmediğini söyledi. | Open Subtitles | وأنه لن يثق بك أبداً لإخراجه من البلد هل تريدين شراباً؟ |
Yataktan çıkarmak için evine gittim ama orada yoktu. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى منزل لإخراجه من السرير، لكنه لم يكن هناك. |
Onu oradan çıkarmak için hızlı ve kolay bir yol. | Open Subtitles | كانت طريقةً سريعة وسهلة لإخراجه من هناك |
BM binasındaki bomba ihbarının, onu oradan çıkarmak için yapılmış bir plan olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | يبدو أن تهديد القنبلة في مقر الأمم المتحدة كان خدعه لإخراجه من المبنى !"يبدو" |
Chuck, onu oradan çıkarmak için 60 saniyen var. | Open Subtitles | لديك دقيقه واحده لإخراجه "من هناك يا "تشك |
Onu arabadan çıkarmak için yardımın gerekiyor. | Open Subtitles | احتاج إلى عونك لإخراجه من الشاحنة |
Onu oradan çıkarmak için iki adama ihtiyacım var. Ward bunlardan biri. | Open Subtitles | أنا بحاجة لرجلين لإخراجه من هناك، و(وارد) واحد منهما. |
- Şehirden çıkarmak için yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | -سوف تحتاج مُساعدة لإخراجه من المدينة . |