Şey, ben de zaten pantolan giymek için bir bahane arıyordum, olur. | Open Subtitles | حسنا، لقد كنت ابحث عن سبب لإرتداء زوج من السراويل ،لذا بالتأكيد |
Buraya sadece takım forması giymek ve kızları etkilemek için mi geldiğinizi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | اتظنون انكم هنا فقط لإرتداء سترة الجامعة و إعجاب السيدات ؟ |
Gözlüklerini takmak zorunda değilsin. Kafa derin ve duruşun da düzeldi. | Open Subtitles | لن تحتاج لإرتداء النظارات مرة أخرة وفروة رأسك تبدو بخير |
Bana kalırsa, üniforma giymeye uygun değilsin. | Open Subtitles | طالما يتعلق الأمر بى, فأنت غير مهيء لإرتداء هذا الزي |
- Smokin giyecek bir vücudum yok ki. | Open Subtitles | إنني لستُ أحظى بجسد مُناسب لإرتداء البدلات. |
Orman bekçisi olmak o kadar kötü değil, hatta üniforma giymen bile gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس من السيئ أن تكون حارس لست مضطر حتى لإرتداء زيّ رسمي |
Bugünün giysilerini giyebilecek bir fiziğim yok o yüzden rahat şeyler giyiniyorum. | Open Subtitles | لا أملك الجسم المناسب لإرتداء الملابس التي يصنعونها هذه الأيام , لذا أرتدي ملابس مريحة |
Bence güzel birşey bir kere de olsa kıyafet giydiğin için para almak | Open Subtitles | حسناً، اعتقد انه من اللطيف ان اتلقى المال لإرتداء الثياب على وجه التغيير |
Karımın adı Jewish. Ailemi canlı tutmak için bu üniformayı giymek zorunda kaldım. | Open Subtitles | إضطررت لإرتداء هذا الزي لتبقي اُسرتي علي قيد الحياة |
Harika, o zaman senin problemini çözdük, ama şimdi ben kuzenimin düğünü için geçen sezonun sweatshirtünü giymek zorundayım. | Open Subtitles | لكنني الآن مضطرة لإرتداء قميص العام الماضي لزفاف قريبي |
Balo elbisesini giymek ne kadar sürüyor haberin var mı? | Open Subtitles | أتعلم كم يستغرق الوقت لإرتداء فستان الحفلة؟ |
Bu aleti yüzüme giymek zorunda olmam beni endişelendirmişti. | TED | كنت قلقة جداً من إضطراري لإرتداء هذه الأداة على وجهي . |
Bu sadece bir önlem. Bu bir kez bana yapıldı ve ben de takmak zorundaydım. | Open Subtitles | إنه مجرد إحتياط ، لقد تعاملت مع هذا الجهاز سابقا و إضطررت لإرتداء هذا أيضا |
Bunları daha fazla takmak zorunda kalmayacaksınız. Sonunda insanlarınız sizi kahraman olarak görecek. | Open Subtitles | لن تضطرون لإرتداء هذه الأشياء كثيرا سينظر الناس لكم كأبطال |
Bina hala yükselmeye devam ettiği için bunu takmak zorundayım. | Open Subtitles | لكن ، لأنه لا زال بمرحلة البناء ، سأضطر لإرتداء هذه |
Eğer karının doğum gününü kaçırmak seni rahatsız ediyorsa belki de üniforma giymeye geri dönmelisin. | Open Subtitles | إن كان يزعجك تفويت عيد ميلاد زوجتك فلربما عليك العودة لإرتداء الزي |
Erkeklerin dünyasında manevi endişelerini keşfeden kadın başarılı olabilmek için takım elbise giymeye zorlanır. | Open Subtitles | أنها تكشف المخاوف الداخلية للمرأة و التي تحتاج لإرتداء بدلة لكي تنجح في عالم الرجال |
Korkarım ki ayakkabı giymeye tenezzül edecek kadar sevinmemişsin. Daha neler. Özür dilerim. | Open Subtitles | للأسف لست كافية لإرتداء الأحذية حقاً آسفه |
O masayı 20 dakikada bikini giyecek hale getirecek Rus bir kız tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف فتاة روسية تستطيع أن تجعل مكتبك جاهزاً لإرتداء ملابس السباحة في 20 دقيقة |
Kısacası iğrenç bir patronunun olması ve giyecek hiçbir şeyinin olmaması... | Open Subtitles | لذا , أن تحظي برئيس مريع ولا شيء تماماً لإرتداء... |
Onu giymen gerek, yoksa anlamsız olur. | Open Subtitles | أنّك بحاجة لإرتداء هذا، وإلَا لن ينجح الأمر. |
Tek topum olmasına rağmen bisiklet şortu giyebilecek kadar özgüvenli olacaksam tamamdır. | Open Subtitles | أيُ أحدٍ يمتلك الثقة الكافية لإرتداء بناطيل ضيقة جداً ولديه كرشٌ كبير فهذا لا بأس به |
İç çamaşırı giydiğin için kotlarını yıkamak zorunda olmaman gibi bir şey. | Open Subtitles | الأمر مطابق لإرتداء ملابس تحتيّة لذا ليس عليكِ غسل بنطالكِ الجينز |