Sözde suçumu itiraf ettim ve bunun için cezalandırıldım, oysa senin yanlış bir şey yapmana rağmen bunu itiraf edecek cesaretin yoktu. | Open Subtitles | لقد أعترفت بجريمتي وعوقبت جرائها، فحين أنك لم تتملكك الجرأة لإعتراف بأنك فعلت شيء خاطيء حتى |
Kendime bile itiraf etmeye korktuğum şeyler. | Open Subtitles | أشياء أنا كنت خائف لإعتراف مستوي لنفسي. |
Suçlu iadesi talep edebilmek için vur emrini Grenouille'in verdiğini itiraf ettirmeliyiz. | Open Subtitles | ليحدث التسليم، نحتاج لإعتراف حقيقي أنّ (لاغرانوي) أمر بعملية الإغتيال. تلقيت هذا. |
Gerek kalmamıştı, Asher itiraf etmişti. | Open Subtitles | لم أضطر لذلك نظراً لإعتراف أشر |
Ama bu bizi itirafa yaklaştırıyor. | Open Subtitles | لكن هذا أقرب شيء لإعتراف صريح |
Dediğim gibi, senden gelecek bir itirafa ihtiyacım yok, Alejandro. | Open Subtitles | مثلما قُلت (أنا لست بحاجة لإعتراف منك يا (آليخاندروا |
Bunu itiraf etmek için olgun olmak gerek. | Open Subtitles | يأخذ الرجل الكبير لإعتراف هذا، لكن... |
Tek ihtiyaçları olan bir itiraf. | Open Subtitles | يحتاجون لإعتراف. |
- Ben de bir şey itiraf edeceğim. | Open Subtitles | عندي شيء لإعتراف به |
İtiraf lazım size. | Open Subtitles | أعتقد أنّكم تحتاجون لإعتراف. |
İtiraf gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة لإعتراف |
Hadi Cisco. itiraf ettirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | هيا يا (سيسكو)، إننا بحاجة لإعتراف |
Hadi Cisco. İtiraf ettirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | هيّا يا (سيسكو)، إننا بحاجة لإعتراف |