ويكيبيديا

    "لإعطائه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vermek için
        
    • vermeye
        
    • verecek
        
    Kombinasyon kilidi için kodu James Bond'a vermek için arama. TED الاتصال بجيمس لإعطائه الشفرة للقفل الرقمي.
    - Zaten konuşmuştun. O halde, ona son bir şans vermek için bana son bir şans verin, lütfen. Open Subtitles حسنا أعطني فرصه اخيره لإعطائه فرصه اخيره رجاء
    Ona para vermek için ya da selametinden emin olmak için bu şart değildi sonuçta. Open Subtitles ليس عليهم اخباره ليجدوا سبباً لإعطائه مالاً أو ليتأكدوا أنه بخير
    Ona dünyada en çok önemsediği şeyi vermeye hazır olman lazım. Open Subtitles فيجب عليك أن تتحضر لإعطائه أكثر شيء تحرص عليه في العالم
    Bunu bir sene önce aldım. Ve vermeye cesaret edemedim. Open Subtitles أحمل هذا منذ عام ولم أملك الشجاعة لإعطائه لها
    Ona fazladan güç verecek bir şeylerin var mı? Open Subtitles ألديك أي شئ لإعطائه القليل من الطاقة الإضافية؟
    verecek bir şevleri kalmadı ve hala cezalandırılıyorlar. Open Subtitles . ليس لديهم شئ لإعطائه ورغم ذلك هم يعاقبون
    Hye Jin yerine sana vermek için gelmeme rağmen. Open Subtitles رغم أنني مَن جاء لإعطائه لك بدلا من هي جين
    Bir çocuğa vermek için son derece ağır bir ilaç. Open Subtitles إنّه دواء قاسي جدًا لإعطائه لطفل
    Bilgi vermek için mi arıyorsun? Open Subtitles هل تتصلي به لإعطائه المستجدات ؟
    Ya Abdul, Sam'in bilgilerini vermek için Yemene gitmeden önce Jones ile tanıştıysa? Open Subtitles ماذا لو " عبدول " قابل " جونز " قبل مغادرة " اليمن " لإعطائه نفس التفاصيل ؟
    Denildiğine göre firavunlardan yemek çalıp kölelere vermek için el becerisinde kendilerini geliştirmişler. Open Subtitles "قيل أنّهم أتقنوا خفّة اليدّ بسرقة الطعام من الفراعنة لإعطائه للعبيد"
    Denildiğine göre firavunlardan yemek çalıp kölelere vermek için el becerisinde kendilerini geliştirmişler. Open Subtitles "قيل أنّهم أتقنوا خفّة اليدّ بسرقة الطعام من الفراعنة لإعطائه للعبيد"
    O hakim velayeti Robert'a vermek için can atıyor. Open Subtitles ذلك القاضي يتوق لإعطائه الوصاية
    Bunu bir sene önce aldım. Ve vermeye cesaret edemedim. Open Subtitles أحمل هذا منذ عام ولم أملك الشجاعة لإعطائه لها
    Onlar ayrıldı, ama beraber çok güzel yıllar geçirdiler ve şimdi karısı ona başka bir şans vermeye hazır. Open Subtitles حسنا، ينفصلون، ولكن كان لديهم بعض سنوات رائعة معا والآن أنها مستعدة لإعطائه فرصة أخرى.
    Bu adama daha ne kadar vermeye gönüllüsün? Open Subtitles كم أنت مستعد لإعطائه لذلك الرجل؟
    Ben ihtiyacı olan her şeyi vermeye hazırım. Open Subtitles -كاسل)، هلا منحته فرصة؟ ) -أنا سعيد لإعطائه ما يحتاج إليه
    - Babama olanlardan sonra ders verecek en iyi kişinin sen olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles بعدما حدث مع والدنا، أتظنّ أنّكَ الأفضل لإعطائه دروس؟
    Başka bir çocuk daha isterim tabii ki fakat beş çocuğumu çok sevdiğim için onlardan feragat edip başkasına verecek zamanım yok. Open Subtitles سأسر بأن احظى بطفل اخر ولكني احب الخمسة الذين لدينا لدرجة أنني لا أتخيل أن أخذ الكثير من وقتي بعيدًا عنهم لإعطائه شخصًا آخر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد