Bazen, ilişkimizi mahvettiğim için beni hala affetmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أشعرُ أحياناً أنّكِ لم تسامحيني لإفساد علاقتنا في الأساس |
15 aylık diplomasiyi mahvetmek için sizi bana kakaladılar. | Open Subtitles | انظر هنا لقد قمتم بخداعي أيها الرجال لإفساد خمسة عشر شهرا من الدبلوماسيه |
Bu oldukça pahalı ama eşimin dayısının Noel'ini berbat etmeye değer. | Open Subtitles | هذه نقود كثيرة و لكنها كافية لإفساد كريسماس عم زوجتى |
Yani hareket memuru işi bozacak bir şey yaparsa adamın Ukrayna'daki ailesinin kökünü kazıyacaklar. | Open Subtitles | لذا اذا قام المرسل باي امر لإفساد المهمة سيتم قتل عائلة بأكملها في أوكرانيا |
Aferin dört göz. Geceyi mahvettiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | حلوة منك, يا ذو النظارات شكرا لإفساد السهرة |
- Durun. Durun. Kimsenin kariyerini mahvetmeye gerek yok bence. | Open Subtitles | مهلاً، مهلاً، لسنا بحاجة لإفساد المستقبل المهني لأي أحد |
Her zaman iyi şeyleri mahvetmenin bir yolunu buluyorum ve bu tam bir mayın tarlası. | Open Subtitles | أنا دائما أجد طريقة لإفساد الأمور الجيدة وهذا خاصة .. حقل ألغام |
İlişkimizi mahvedecek kadar önemli olan şey ne olabilir? | Open Subtitles | ما الذي يُمكن أن يكون مُهمّاً بشدّة يجعلكِ مُستعدّة لإفساد علاقتنا؟ |
Parayı ona verdim, hayatını mahvettiğim için üzgün olduğumu söyledim hatta annesinin erken çıkması için ifade bile vereceğimi söyledim. | Open Subtitles | أعطيته المال، وأعتذرت إليه لإفساد حياته، وقلتُ له أنّي سأشهد نيابة عن أمّه، وأحاول إصدار إفراج مُبكّر لها. |
Tüm hafta sonunu mahvettiğim için ikinizden de özür dilemeliyim! | Open Subtitles | يجب أن أعتذر لكليكما لإفساد العطلة |
Doğum gününü mahvettiğim için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا حزين جداً لإفساد عيد ميلادك |
Bu biraları yerlileri mahvetmek için biriktirmiştim ne kadar iyi arkadaş olduğumuzu gördükten sonra tatmanı istedim. | Open Subtitles | كنت أدخر هذا الشراب لإفساد الهنود لكن بما أننا صديقان مقربان، أردت أن أجعلك تتذوقه |
Arayıp özel partisini mahvetmek istiyorsan, buyur ara. | Open Subtitles | إذا أردتِ الإتصال بها لإفساد حفلتها الخاصة، فتفضّلي. |
Ama onun planlarını mahvetmek seninle hemfikir olmasını nasıl sağlayacak? | Open Subtitles | لكن كيف لإفساد مخططاتها أن يجعلها توافق على مخططاتكَ؟ |
Kahrolası maskaralığını berbat etmek için bunu uydurur muyum? | Open Subtitles | هل تعتقد أنني اختلقت هذا فقط لإفساد مسرحيتك التمثيلية الغبية؟ |
Sanki benim işleri berbat etmeme gerek var .. Tıpkı beyaz bir piliç gibi anlaşmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | كما لو كنت في حاجتي لإفساد الأمور إن تفاوضك مثل الفرخ الأبيض |
Sanırım onu da bozacak şansın olmamıştı? | Open Subtitles | أنتِ لم تسنح لكِ الفرصة لإفساد ذلك، كما أفترض؟ |
Söz veriyorum, bunu bozacak hiçbir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | حسنا، أنا مدينة لك بواحدة. أعدك، أنني لن أفعل أي شيء آخر لإفساد هذا، على الإطلاق، حسنا؟ |
Bu arada en sevdiğim çizgi filmin hatırasını mahvettiğin için de sağol. | Open Subtitles | وشكراً لك , على كل حال لإفساد ذاكرتي عن افضل فلم لي في طفولتي |
Beni öldürürsen, eğlencesini mahvettiğin için Prospero da seni öldürecektir. | Open Subtitles | ... إقتلنى وسوف يراك الآمير بروسبرو ميتاً لإفساد ترفيهه |
Bu sanki, her şeyi gerçekten mahvetmeye çabalıyormuşsun gibi. | Open Subtitles | وكأنّك تسعى لإفساد الأمر عن عمد! |
Bir insanın hayatını mahvetmenin bedeli 500 dolar demek? | Open Subtitles | يا للروعة. 500 دولار لإفساد حياة إنسان، صحيح؟ |
Evet, hayatında en iyi ve en utandırıcı deneyimleri olacağı kesin ama aynı zamanda hayatını mahvedecek. | Open Subtitles | أجل، إنه من المأكد أن تكون واحد من الأفضل و... وأغرب إنكماش لأصابع قدميك قمت به على الإطلاق، لكن... لكنه أيضاً من المؤكد لإفساد حياتك. |
Doktor, savunma sistemimizi bozmak için onunla işbirliği yaptınız mı? | Open Subtitles | دكتور , هل تأمرت معها لإفساد نظام دفاعنا ؟ |
Gelip partinizi bozduğum için kusura bakmayın... | Open Subtitles | أنا آسفة لإفساد الحفلة الإعتراف هنا, يا شباب. |
Planlarınızı bozduğumuz için affedersin. | Open Subtitles | حسنا، آسف لإفساد خططك |