ويكيبيديا

    "لإنتظار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • beklemek
        
    • bekleyecek
        
    • beklememiz
        
    • beklemem
        
    • beklemeye
        
    • beklemesi
        
    • beklemene
        
    • binmen
        
    Sürüngen, kurbana enzim fışkırtıyor geriye sadece beklemek kalıyor. Open Subtitles لذا الزاحف يرشّ ضحيّته وبعد ذلك كلّ له لإنتظار.
    O zaman, filmi beklemek zorunda kalacaksın. Open Subtitles إذاً ، أعتقد أنكِ ستضطرين لإنتظار صدور الفيلم
    Nöroşirurji için bekleyecek zaman olmadığı için ben yapıyorum. Open Subtitles ليس لدينا وقت لإنتظار قسم الأعصاب لذا سأُجري الجراحة
    Öyle. Bunu tedavi etmek için bekleyecek zamanımız yok. Open Subtitles علاج لإنتظار الوقت نملك ولا به, مصابة أنتِ
    - Jessi, dışarıda beklememiz gerek. - Hiçbir yere gitmiyorum. - Jessie... Open Subtitles جيسي , نحتاج لإنتظار في الخارج - لن اذهب لأي مكان -
    Sıvışmadan önce, bizimkilerin alışverişe gitmesini beklemem gerekti. Open Subtitles اضطررت لإنتظار والداي أن يذهبا إلىالمتجر.. قبل أن أتمكّن من الخروج ..
    Pilotları beklemeye gerek yok.Hemen fırlatın Open Subtitles ليس هناك حاجة لإنتظار . الطيارون . أطلقهم فوراً
    fakat insanların çeklerin gelmesini beklemesi için çok odası yok ya da postayla gelmesini söylememeliyim. Open Subtitles لكن الناس ليس لديها مكان لإنتظار قدوم الشيكات أو يجب القول بأنها لا تأتي .عن طريق البريد
    - Ayrıca cevap için birkaç yıl beklemene gerek yok. Open Subtitles لست مضطراً لإنتظار عامين لكي ترد مكالماتي
    Kusura bakma, babamın Ruslarla Soğuk Savaş'a girmesini beklemek zorunda kaldım. - Arkadaşın kim? Open Subtitles آسفة، اضطررتُ لإنتظار أبي ليسدّ الحرب الباردة مع الروس.
    Böyle bir kadını beklemek için neler verirdim biliyor musun? Open Subtitles أتعلم مالذي مستعد أن أعطيه لإنتظار إمرأة كتلك ؟
    Ambulansı beklemek için zaman yok. Open Subtitles لكن ليس لدينا متسع من الوقت لإنتظار الإسعاف
    Bu konuda ya da başka bir şeyde artık kararını beklemek zorunda değilim. Open Subtitles لستُ مُضطرّه لإنتظار بأن تُقنع عقلك بذلك أو بأي شيء آخَر، لهذا الأمَر، بعد الأن.
    Böyle bir orgazmı beklemek çok güzel. Open Subtitles شعور جميل لإنتظار هزة جماع مثل تلك.
    Kimsenin geri aramasını bekleyecek vaktimiz yok. Bulun onu. Open Subtitles إسمعا، ليس لدينا الوقت لإنتظار الرد على المكالمات الهاتفيّة، لذا جِداه.
    Zaten düzinelerce taze kadavram var. Sirasini bekleyecek. Open Subtitles في حوزتي العشرات من الجثث,سوف يضطرّ لإنتظار دوره.
    - Bebeği doğurt. - Gelişmeni bekleyecek zamanım yok. Open Subtitles ـ قومي بتوليد الطفل ـ ليس لديَّ وقت لإنتظار مواكبتكِ للأحداث
    Hastamın komite görüşmelerini bekleyecek vakti yok. Open Subtitles مريضتي ليس أمامها الوقت لإنتظار اللجنة لكي تقرر
    Pekâlâ, acil durum ekiplerini bekleyecek vaktimiz yok. Open Subtitles حسناً، ليس لدينا وقت لإنتظار خدمات الطوارئ -يجب أن ندخل بمفردنا
    Sonraki teslimatı beklememiz lazımmış. Open Subtitles الرجل قال لنا بأننا سنضطر لإنتظار طلبية الطعام التالية
    - Doğru anı beklemem gerekiyordu. Open Subtitles -لقد اضطررت لإنتظار اللحظة المناسبة
    Yardım için beklemeye gerek yok. Beni de götürün. Open Subtitles لا حاجة لإنتظار الدعم، خذني معك
    Biraz beklemesi gerekecek. Üzgünüm. Open Subtitles ستضطرين لإنتظار لوقتٍ اَخر، أعتذر.
    Castelroy'u beklemene saygı duyuyorum. Open Subtitles سوف أحترم اختيارك (لإنتظار عودة (كاستلوري
    Otobüse binmen gerekmez ki. Open Subtitles لذا أنت لست بحاجة لإنتظار الحافلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد