Hayatını kurtarmak için o şeyi tutamıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعجز عن الإمساك بذلك الشيء لإنقاذ حياتك |
Ve birdaki severe Hayatını kurtarmak için orada olmayacağım. | Open Subtitles | وفي المرة القادمة لن أكون هنا لإنقاذ حياتك |
- Araba içimden geçti! - Bunu Hayatını kurtarmak için yaptım. | Open Subtitles | السيارة مرت من خلالي فعلت ذلك لإنقاذ حياتك |
- Seni kurtarmak için sokakları gezdim. | Open Subtitles | كنت اجوب الشوارع في محاولة لإنقاذ حياتك |
Buraya hayatını kurtarmaya geldim. | Open Subtitles | إنّي هنا لإنقاذ حياتك |
İşte o zaman benim, "Hayatını kurtaracak 100 şarkı" listemi dinle. | Open Subtitles | آن ذاك، إستمع لقائمتي من الأغاني. مئة أغنية لإنقاذ حياتك"{\pos(192,235)}" |
Bir de Hayatını kurtardığım için övünmek istedim. | Open Subtitles | وأراد فقط أن التباهي لإنقاذ حياتك. |
Zor durumda hayatınızı kurtarmak için, Size bir iyilik yapacağım, | Open Subtitles | لإنقاذ حياتك في هذا أقصى ، هذا صالح كنت سأفعل من أجلك ، |
, Jet ateş için üzgünüm. Onun Hayatını kurtarmak için tek yol oldu. | Open Subtitles | آسف أنني أطلقت النار عليك كانت الطريقة الوحيدة لإنقاذ حياتك |
Kendimi biraz olsun kanıtladığımı düşünmüştüm. Senin Hayatını kurtarmak için kendiminkini riske attım. | Open Subtitles | خلتني أثبتُّ جدارتي، إذ خاطرت بما بقي من حياتي لإنقاذ حياتك. |
Ve üçlü sarmalı anlayabilmek demek, sevgilinin Hayatını kurtarmak demek. | Open Subtitles | وفهم معنى الحلزون الثلاثي هو المفتاح لإنقاذ حياتك |
Neden Hayatını kurtarmak istediğimi anladım. | Open Subtitles | إننى أعرف ما يجب فعله لإنقاذ حياتك |
Hayatını kurtarmak için sır falan tutamazsın sen. | Open Subtitles | لا يمكنك كتمان سر حتى لإنقاذ حياتك |
Hayatını kurtarmak için sır falan tutamazsın sen. | Open Subtitles | لا يمكنك كتمان سر حتى لإنقاذ حياتك |
- Seni kurtarmak için adamlarımı öldürdüm. | Open Subtitles | أنا قتلت واحد مني لإنقاذ حياتك |
Seni kurtarmak için. | Open Subtitles | أفعل هذا لإنقاذ حياتك |
Buraya senin hayatını kurtarmaya geldik ve bizden birini daha yeni hastaneye gönderdik, ayrıca, şirketinde formen olan Jordan Roush öldü. | Open Subtitles | جئنا إلى هنا لإنقاذ حياتك وأرسلت للتو واحد منا إلى المستشفى. الآن، (جوردان راوش)، |
Benim adım Kunduz, Walter ve berbat hayatını kurtarmaya geldim. | Open Subtitles | أنا "القندس"، (والتر)، أنا هُنا لإنقاذ حياتك البائسة. |
Hayatını kurtardığım için benden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | تكرهني لإنقاذ حياتك |
hayatınızı kurtarmak için birisini kandıracaksanız sorulara kaçamak yanıtlar verirsiniz. | Open Subtitles | عندما تتأرجح لإنقاذ حياتك " لما تكون في ورطة على ما اعتقد " تتأرجح إلى الأسوار |