Umarım haklısındır. Çünkü değilsen 45 dakika sonra balıklarla haşır neşir olacağız. | Open Subtitles | لإنّه إنّ لم تكن كذلك حتماً سننام مع السمك، حرفياً خلال 45 دقيقة |
Kabul edecektir. Çünkü evet dersem hiçbir şey alamaz. | Open Subtitles | سيُوافقون، لإنّه إذا وافقتُ أنا، فلن يحصلوا على شيء |
Beni o aracı adamın önüne attın peşimden geleceğini bile bile ve sonra onu ve yanındakileri öldürdün Çünkü bu... | Open Subtitles | ... أنت وشيت بي مع ذلك الوسيط ... وكنت تعرِف بأنّه سيأتي خلفي وبعد ذلك قُمت بِقتلِه ... وأصدقاءِهِ لإنّه |
Bu kararı verebildiğini biliyoruz Çünkü seçici olabiliyor. | Open Subtitles | و نحن نعلم أنّه كان قادر على إتخاذ القرار لإنّه كان إنتقائيّاً |
Çünkü benim kitabımda, iki kişi yoldaştır üç kişi... | Open Subtitles | لإنّه في كِتابي، إثنان يُعتبرا صُحبة |
Onunla evlenmeyecekti Çünkü beni seviyordu. | Open Subtitles | ... ولم يكن ينوي إتمام أمر الزّواج ... لإنّه كان يُحبّني |
Yaşarsa daha çok açı çeker Çünkü. | Open Subtitles | لإنّه آذاني أكثر وهو على قيد الحياة |
Öfkeyi bırak gitsin, Çünkü o seni zehirliyor. | Open Subtitles | تخلصّي من الغضبّ ، لإنّه يسممّكِ |
(Gülüşmeler) "Para kazanmak için iki kat daha fazla çalışmamız gerek, Çünkü şunlara karşı mücadele etmemiz gerek: Yüksek vergiler, ücretleri kontrol eden güçlü sendikalar ve insanları tembelleştiren cömert refah devleti. | TED | (ضحك) "علينا أن نعمل بجهد أكبر لنجني المال لإنّه علينا أن نناضل بشدّة في وجود: الضرائب المرتفعة، الاتحادات النقابية القوية التي تتحكم بالإجور و دول الرفاه الكريمة التي تجعل من الناس كَسالى." |
Uh, Çünkü benim telefonum değil. | Open Subtitles | لإنّه ليس هاتفي. |
- Çünkü kanıt yok. | Open Subtitles | لإنّه لا يوجد دليل |
- Çünkü onda kuş bakışı görüş var. | Open Subtitles | لإنّه يملِك نظرة عين الطّيور |
- Öyle zannediyoruz Çünkü... | Open Subtitles | ... ونحنُ نعرِف هذا لإنّه |
Çünkü buradan bakınca... | Open Subtitles | ... لإنّه من مكاني هذا |
Çünkü ne? | Open Subtitles | لإنّه ماذا؟ |
Çünkü varlar. | Open Subtitles | لإنّه هناك. |
- Çünkü... | Open Subtitles | ... لإنّه |