Gördükleri her şeyi... Duvardaki bir resmi bile beni bulmak için kullanırlar. | Open Subtitles | أي شيء يرونه، حتى اللوحة على الجدار سوف يستخدمونه في محاولة لإيجادي |
Başkaları beni bulmak için yüzlerce yıl bekledi sense birkaç saat için hallediverdin. | Open Subtitles | لا الناس إنتظرت مئات السنين لإيجادي , وأنت إستطعت في بضع ساعات |
Annem kaybolduğumu anladığında beni bulmak için hiçbir şey onu durduramaz. | Open Subtitles | عندما تكتشفُ والدتي اختفائي، فلن توفّر شيئاً لإيجادي. |
Yaz sonunda Swanny beni bulmak için geri dönmüş. | Open Subtitles | بنهاية الصيف, عاد سواني لإيجادي |
Aksi takdirde, onlar beni bulmak için ailem zarar. | Open Subtitles | ما عدا ذلك، آذوا عائلتي لإيجادي. |
Siz beyler kimsiniz bilmiyorum ama beni bulmak için bu kadar gönüllü olmanızdan dolayı teşekkürler. | Open Subtitles | أجهل من تكونا أيها السيّدان لكنّي أشكركما على لهفتكما العارمة لإيجادي! |
Ebbets Field hakkında olan, beni bulmak için seni Boston'a getiren. | Open Subtitles | المقابلة حول ملعب (الإبيتس)، التي أحضرتك إلي بوسطن لإيجادي. |
"Beni kendisini beklerken bulmak için..." | Open Subtitles | لإيجادي وانا انتظره |
Noktası o Piper sonraki gideceğim olmak o beni bulmak için herhangi bir sihirli ipucu bulamazsa görmek için. | Open Subtitles | المقصود هو ، أنه سيذهب لـ (بايبر) تالياً ليرى إذا كان بإمكانه أن يجد أي أدلة سحرية لإيجادي |
Beni bulmak için yoluna çıkan herkesi öldürdü. Ondan kaçmak için hiç yol yok. | Open Subtitles | لقد قتلت في طريقها لإيجادي |
Beni bulmak için gelmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنّها أتت لإيجادي. |
Ve şimdi beni bulmak için geliyor. | Open Subtitles | والآن هو آتي لإيجادي |