Komite bunu çözmek için üç saattir toplantı yapıyor. | Open Subtitles | اجتمعت اللجنة طوال 3 ساعات لإيجاد حل لهذا. |
Bazıları gelişimimizi durdurmaya çalıştı ama bu çatışmaları çözmek için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | حسناً ، لقد حاول البعض وقف تقدّمنا... ولكننا نبذل كل جهد ممكن لإيجاد حل لهذه التعقيدات |
İşleri çözmek için çok fazla zamanın oluyor. | Open Subtitles | لديّك كل الوقت في الدنيا لإيجاد حل. |
Ben Başkan Calles ile çalışıyorum... bu çılgınlığa bir çözüm bulmak için. | Open Subtitles | لقد عملتُ مع الرئيس كاليس في محاولة لإيجاد حل لهذا الجنون |
Ama Nancy, bir çözüm bulmak istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | ولا نانسي ، أنا مستعد لإيجاد حل ، حسناً؟ |
Dün, bütün vaktimi bir çözüm bulmak için harcadım. | Open Subtitles | بالأمس, قضيت وقتي اكافح لإيجاد حل |
- Bir çözüm bulmak da bizlere kalıyor. | Open Subtitles | اذا هذا عائد الينا نحن الناس لإيجاد حل |
Bu sefer çözüm bulmak için vakit var. | Open Subtitles | هناك حان الوقت لإيجاد حل. |
Skaikru çözüm bulmak için benden zaman istedi. | Open Subtitles | قوم السماء) طلبوا بعض) الوقت لإيجاد حل |