Childs'a zarar vermek, Peter'a yardım etmek için benim sızdırdığımı sanıyorlar. | Open Subtitles | لقد تم تسريبه وهو يعتقد أنني سربته لإيذاء تشايلز ومساعدة بيتر |
Annene zarar vermek zorunda olduğum için üzgünüm ama çok önemli bir iş için buradayım. | Open Subtitles | اسفه لاني مضطرة لإيذاء امك .لكني هنا بسبب موضوع بالغ الاهمية |
Yemin ederim, çocuğuma zarar verecek bir şey yaparsa onu öldürürüm. | Open Subtitles | أُقسمُ لك، إذا هي تَعمَلُ أيّ شئَ لإيذاء طفلِي، أنا سَأَقْتلُها. |
Bazen insanlar kendilerini ya da bir başkasını incitecek bir ideolojiye, plana, araçlara ve zamanlamaya sahip olurlar ve biz de hızını düşüremeyiz. | TED | في بعض الأحيان، يكون لدى الناس الفكرة، الخطة والوسائل والتوقيت لإيذاء أنفسهم أو شخصاً آخر، ولا يمكننا وقف ذلك. |
Çünkü gerçek şu, bu mucizevi yaraların ortaya çıktığı zamanlarda Emily zaten kendine zarar verme eğilimi gösteriyordu. | Open Subtitles | لأن الحقيقة، مع الوقت الذي ظهرت فيه هذه الندبات أظهر إيميلي ميولاً لإيذاء نفسها |
Kimseyi incitmeye niyetimiz yok ama gerekli olursa güç kullanacağız. | Open Subtitles | لا يوجد لدينا أي رغبة لإيذاء أحداً ولكننا سنستخدم القوة إذا أضطررنا لذلك |
Muhtemelen, iki genç insanı incitmek için kullanılacak bir takım işlere karıştım. | Open Subtitles | تورطت في بعض الأعمال التي أظن أنها ستُستخدم لإيذاء شخصين |
Bu nedenle rakibine zarar vermek için stratejinin bir parçası haline gelirler. | Open Subtitles | ولهذا السبب تصبح جزءاً من إستراتيجية تهدف لإيذاء خصمك. |
Sadece o çocuklara zarar vermek için sebebi olan birileri var mı diye bakıyorum. | Open Subtitles | إني أبحث فحسب عن شخص كان لديه دافع لإيذاء هؤلاء الشباب ويمكن أن يكون قد تلاعب بالمكابح |
Başkan'a zarar vermek için mi burada yoksa yardım etmek için mi, bilmiyoruz. | Open Subtitles | أهو هنا لإيذاء الرئيس؟ أم هو هنا لمساعدته؟ لا ندري. |
Kendime zarar verecek bir şey yapacağımı da nereden çıkardınız? | Open Subtitles | ما الذي جعلك تفكر انني بأني سأقوم بشيء لإيذاء نفسي ؟ |
Kentler'e zarar verecek planların olduğunu öğrenirsem bu dostane baba oğul ilişkisi aniden sona erecek. | Open Subtitles | إذا وجدت أن لديك أهداف خفية لإيذاء آل كينت ستكون نهاية علاقة الإبن والأب المنفتحة سيئة |
Asla herhangi birinize veya Atlantis'e zarar verecek bir şey yapmam. | Open Subtitles | لَنْ أفعل أيّ شيء لإيذاء أيّ منكم أبداً أو أتلانتيس |
Tamam mı? Ve eğer duygularını incitecek bir şey yaptıysam çok özür dilerim. Ya da buna sebep olan. | Open Subtitles | . و آسف جداً إذا فعلت أى شئ لإيذاء مشاعرك |
Bir tek eğer birilerine zarar verme niyetindeysen onu bildirmem gerekir. | Open Subtitles | الإستثناء الوحيد، لو أنكِ تخطّطين لإيذاء أيّ شخص، فعليّ الإبلاغ عن ذلك |
Birilerini incitmeye gerek yok, tamam mı? | Open Subtitles | ليس هناك داعي لإيذاء أحد، حسناً؟ |
Birbirlerinden çok nefret ederler ve birbirlerini incitmek için sürekli yalan söylerler. | Open Subtitles | يكرهون بعضهم البعض كثيراً يكذبون لإيذاء بعضهم البعض. |
Biz de burada oturmus, Savitar'i incitmenin veya öldürebilmenin bir yolunu düsünüyoruz. | Open Subtitles | لذا نمكث هنا غاضبين نحاول إيجاد طريقة لإيذاء (سافيتار) أو ربما قتله |
Oradakiler tehlikeli adamlar gerçekten tehlikeliler, bir sürü masum insana zarar vermeyi planlıyorlar. | Open Subtitles | يوجد رجال خطرون بالخارج رجال خطرون حقًا، ويخططون لإيذاء الكثير من الأناس الأبرياء |
- Aileyi katletmeden önce kendini evcil hayvanlarının canını yakmak zorunda mı hissediyor yani? | Open Subtitles | لإيذاء حيوانات ضحاياه الأليفة قبل مجيئه لقتل أفراد الأسرة؟ |
Sırf sizinle aynı fikirde olmadığı için birine zarar vermenin haklı tarafı yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد مبرر لإيذاء الناس فقط لأنهم يخالفونك |
Ama şunu bil ki oğluma bir şekilde zarar veren bir adamı asla sevmem. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعلم أنه لا يمكنني أبداً أن أحب رجلاً يفعل أي شيء لإيذاء ابني |
İlgisi olmayanlara zarar vermeye niyetimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أيّ نية لإيذاء الناس أيّ أحد يُساعد أو يُرحب |
Evet, tam olarak öyle değildi. Sam Leah'ı incittiği için kendinden nefret ediyor. | Open Subtitles | لميكمكذلك، (سام) يكره نفسه لإيذاء (ليا). |