Kendimi suçlayan bir ifade verebileceğim için, susma hakkımı kullanıyorum. | Open Subtitles | لئلّا أجيب ، على أساس اني قد أقوم بتجريم نفسي |
Hayır, kendimi yine öyle kaybetmemek için ne gerekiyorsa yapıyorum artık. | Open Subtitles | لا، أبذل الآن كلّ ما في وسعي لئلّا أضلّ هكذا ثانيةً |
Gün içinde programımı üç kez değiştirdiğim için akşamları dışarı çıkamayacak derecede yorgun oluyordum. | Open Subtitles | كنت أُطيل جدولي حتّى ثلث النهار حتّى أكون متعبًا في المساء لئلّا أميل للخروج. |
Konuşmayı bilerek son dakikada duyurdum herhangi bir şiddet olayını koordine etmeye zaman bulamasınlar diye. | Open Subtitles | أعلنتُ عن المؤتمر في اللحظة الأخيرةعمداً، لئلّا يتوفّر وقتٌ لتنظيمِ أيّ عنف. |
Ben, siz geç kalmayın diye sizi bir saat erken çağırdım. | Open Subtitles | فقد طلبتُ منكم أن تأتوا قبل ساعة لئلّا تتأخّروا. |
Mümkünse bu şekilde devam etmeni rica ediyorum. Böylece ailesiyle ilgili endişe etmez. | Open Subtitles | لامتننت إن فعلتِ شيئًا أفيَد، لئلّا يستمرّ قلقه على أسرته. |
Tedavi olmamanın sorun olmayacağını söyleyecek birini aradığın için mi bana geldin? | Open Subtitles | هل أتيتِ لي باحثةً عن أحد ما ليقول لك أنه أمر عادي لئلّا تخوضي العلاج؟ |
Bazen ulaşılamamak için oraya gittiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً أظن أنه يذهب بعيداً لئلّا نستطيع الوصول إليه |
Kendimi mahçup etmemem için bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | و عليكَ أن تخبرني بما أفعل لئلّا أحرج نفسي. |
Bunu gerçekleştirmek için çok uzun yoldan geldik. | Open Subtitles | بلغنا شوطاً مهمّاً لئلّا نسمحَ بحدوث ذلك. |
Annem beni cezalandırmak için kullanırdı ateşi bense şimdi cezalandırılmamak için kullanacağım. | Open Subtitles | استخدمتْ والدتي النار لمعاقبتي و الآن سأستخدمها لئلّا أُعاقب |
Şimdi sana sıkmamam için bana iyi bir sebep söyle. | Open Subtitles | أعطِني سبباً مقنعاً واحداً لئلّا أضعَ رصاصةً فيك الآن |
Ciddi ciddi, beraber takılmamak için birbirimize yalan mı söylüyoruz? | Open Subtitles | أحقّاً نكذب على بعضنا لئلّا نتواجد مع بعضنا؟ |
Zemine dağılıp gitmemen için seni bandajlarla sarmalamışlardı. | Open Subtitles | اضطرّوا إلى لفّكَ بضمّادات لئلّا تتحوّل إلى بِركة على الأرض |
Canını yakmaman için iyi bir sebep söyle çünkü şu an boynunu kırmak istiyorum. | Open Subtitles | خير لكَ أن تقدّم لي سببًا وجيهًا لئلّا أؤذيكَ إذ أودّ أن أدقّ عنقكَ بشدّة |
Her yerde seni aradım. Tanrı'ya, İsa'ya burada olmayasın diye yakardım. Fakat buradaymışsın. | Open Subtitles | بحثتُ عنكِ في كلّ مكان، دعوتُ ربّي لئلّا أجدكِ هنا، لكن ها أنتِ ذي. |
O göt devriye polisi şikâyet etmesin diye adamlara hesap açtım. | Open Subtitles | اضطررتُ إلى تكديس الحساب لئلّا يوجّه ذلك الشرطيّ الحقير تهمة |
Çocuklar yaklaşmasın diye içeride yılanlar olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُ الأولاد بأنّ ثمّة أفاعٍ هنا لئلّا يقتربوا منها |
Ben yapmayayım diye bana ahlaki olarak sorgulanabilir seçimler yapmadığınızı da söylemeyin. Yapmam gerekiyor! | Open Subtitles | ولا تخبرني أنّك لا تتخذ قرارت محل جدل أخلاقيّ لئلّا أضطر لاتخاذ مثلها. |
Önce ben giderim Böylece çok büyük sürpriz olmaz. | Open Subtitles | أستطيع الذهاب أوّلاً لإعلامها لئلّا تضطرّين لمُفاجئتها |
Benimle dört yol ağzında buluşursun. Böylece vakit kaybetmemiş oluruz. | Open Subtitles | قابليني عند مفترق البلدة لئلّا نضيّع أيّ وقت |
Benimle dört yol ağzında buluşursun. Böylece vakit kaybetmemiş oluruz. | Open Subtitles | قابليني عند مفترق البلدة لئلّا نضيّع أيّ وقت |