Onu öldürmekle tehdit ettim, ama hiç, nasıl demeli, uygun bir şekilde tanıştırılmadık. | Open Subtitles | أم.. لقد هددت بقتله.. لكن لم نكن ابدا, مثلما تقول, متعارفين بشكل لائق |
Yani nakamoto satış konusunda uygun olmayan bir şey yaptı mı sizce? | Open Subtitles | ألم تقم ناكوموتو بعمل أي شيء غير منصف أو غير لائق لإتمام |
Ona sinirlenen ya da uygunsuz davranan bir müşteri olmuş muydu? | Open Subtitles | هل من زبون غضب منها أو تصرف بشكل غير لائق ؟ |
Bunları bana vermenin ne kadar uygunsuz olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أتدركين كم هو غير لائق بأن تعطيني أشياء مثل هذه؟ |
Tek bir düzgün atım ve yüzlerce alacaklım var. Pek uyumuyorum. | Open Subtitles | لديّ حصان واحد لائق ، ومئة شخصٍ دائن لا أنامُ كثيراً |
Aynı kişinin benim için televizyon senaryolarının müşterilere uygun olup olmadığına bakması lazım. | Open Subtitles | نصوص الشبكات لي ويتأكد بحذر بأن عملائنا لا يتم تقديمهم بشكل غير لائق |
Bunu söyleceğimi düşünmezdim, ama bu otobüs durağı için uygun bir davranış değil. | Open Subtitles | لم اتوقع ان اقول هذا ولكن هذا سلوك غير لائق في محطة الحافلات |
Liam, ben bu genç sevimli hanıma bugünkü ortama daha uygun bir şeyler giydirirken, lütfen sana dediğimi yap. | Open Subtitles | ليام، من فضلك إفعل كما قيل لك بينما أحصل لهذه الآنسة اليافعة الجميلة على شيئ لائق أكثر لمناسبة اليوم. |
Şerif Yardımcısı. İkinci kişiliğinle uygun bir şekilde tanışmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | أيها النائب، حان الوقت كي تتعرف على نصفك الآخر بشكل لائق. |
Açıkçası, okuldaki bazı insanlar oyun alanında bunu yapmanın, uygunsuz olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | بعض الاشخاص فى المدرسة يظنون هذا شىء غير لائق فعله فى الملعب |
Şöyle ki, bu türden uygunsuz davranışa şahit olmadıkları ve kimseye uygulamadıkları. | Open Subtitles | يقولون فيها أنّهم لم يشهدوا أبدًا أو شاركوا في فعل غير لائق |
Özür dilerim, evet. Kusura bakma bu uygunsuz bir davranıştı. | Open Subtitles | متأسف، أجل، أنا متأسف لقد كان تصرّف غير لائق منّي |
İşiniz bittiğinde haber verin ki cesetleri düzgün bir yere kaldıralım. | Open Subtitles | وأعلميني عندما تنتهين حتّى نستطيع أخذ هؤلاءِ الناس إلى مكان لائق |
- Bunun için çok erken. - düzgün giyinmesini istiyorum sadece. | Open Subtitles | ـ إنه مبكر على هذا ـ أريدها أن ترتدي شيءٍ لائق |
Karma öğünler, düzgün bir kahvaltıya uyanmak için fazla tembel olan insanlara göredir. | Open Subtitles | الأكل المهجن هو من أجل الأشخاص الأكسل من الأستيقاظ من أجل إفطار لائق |
"yakışıksız bir şey yapmak için aradı" Her ne demekse artık. | Open Subtitles | انه شيء يدعى سلوك غير لائق اثا كان ما يعني هذا |
Hayır, bu hiç hoş bir şey değil. Bu iş yüzünden hapse gireceksin. | Open Subtitles | لا، هذا أمر غير لائق سينتهي بك الحال في سجن النفقات |
Ne paramız olacak ne de yaşayacağımız güzel bir yer. | Open Subtitles | لن يكون لدينا أموال,أو مكان لائق نعيش به |
Sen de öyle. Bu bölgede asla benden daha dürüst bir ortak bulamazsın. | Open Subtitles | كان عبئا القيام بالأعمال مع رجل صادق لائق |
aynen böyle ve ruh bizden onu doğru bir şekilde gömmemizi istiyor. | Open Subtitles | لربما قاموا بدفنه فقط هكذا والروح تريد منا أن ندفنه بشكل لائق |
20-35 yaşları arasında fiziksel açıdan fit bir beyaz erkek arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن رجل ابيض لائق جسديا بين العشرينات لبداية الثلاثينات |
Yaptıkların kaba, duyarsız ve gayet uygunsuzdu. | Open Subtitles | لقد كان غير لبق غير حساس ، و غير لائق بشكل كبير |
Neyin münasip olduğunu ve senin nasıl biri olduğunu öğrenene kadar. | Open Subtitles | إلى أن إكتشف ما هو لائق حقا و أي صديق أنت كنت |
Biliyorum. nazik bir şekilde halletmem lazım. Yine ters tarafından kalkmış. | Open Subtitles | أعلم, أريد أن أقوم بالأمر بشكل لائق إنّه في حالة حسنة |
Biliyor musun, tüm bu zor kadın hareketleri sana hiç yakışmıyor. | Open Subtitles | أتعلمين .. كل هذه الأفعال الصادرة من كتكوتة شرسة هي في الحقيقة غير لائق بكِ |
Duydukların sende adamakıllı bir randevu izlenimini uyandırdı mı? | Open Subtitles | هل تميّز محادثة موعد لائق, عندما تستمع إليها؟ |
1940'dan beri bu ülkede adam akıllı bir animasyon filmi yapılmadı. | Open Subtitles | لم يُصنع فيلم كرتوني لائق في هذا البلد منذ قرابة الـ1940. |