Babasına şantaj yapmak için onu zombiye dönüştürdüyse çok usta bir yalancı. | Open Subtitles | لو أنه حولها إلى زومبي لابتزاز والدها فإنه كاذب من الطراز الأول |
Ama görünen o ki, Bay Raj ve karısı Bayan Sonia ve şirketine karşı şantaj yapmak için bu davayı açmışlar. | Open Subtitles | ولكن يبدو أن هذه القضية من جانب السيد راج وزوجته وضعت لابتزاز السيدة سونيا وشركتها |
Bunca şeyden vakit bulup da komşularımıza şantaj yapabildin demek. | Open Subtitles | بالرغم من كل ذلك، كان لديكِ الوقت لابتزاز الجيران |
Emin değilim ama birisine şantaj yapmak için kullandığını biliyorum. | Open Subtitles | لست متأكدة، لكنها كانت تستخدمه لابتزاز شخص ما |
Aracın şoförü karısına şantaja uğradığını hesabındaki tüm parayı çekmesini ve Jardines Meydanındaki birine götürmesini söylemiş. | Open Subtitles | يقول بأنّ الرجل أخبر زوجته بأنّه يتعرّض لابتزاز ويريد الحصول على كلّ النقود الموجودة في حسابها |
Ve sen bütün bu görüşmeyi kaydedip Bryce'a şantaj mı yaptın? | Open Subtitles | لذلك كنت سجلت هذه المفاوضات أستخدمتها لابتزاز بريس؟ |
Zoe ile Cal'in şantaj yaptıgı yaşlı zengin adamları kullanmak için Zoe'yi cesaretlendirdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | قمتِ بتجنيد زوي تيت لابتزاز جميع الرجال الكهول الأغنياء و أنها و كال قد تم أبتزازهم |
Ga- - Galiba ikisi de fırsattan istifade misafirlerine karşı şantaj malzemesi topladı. | Open Subtitles | أظن الرجلين يستغلان المناسبات للحصول على مواد لابتزاز زبائنهما |
Ga- - Galiba ikisi de fırsattan istifade misafirlerine karşı şantaj malzemesi topladı. | Open Subtitles | أظن الرجلين يستغلان المناسبات للحصول على مواد لابتزاز زبائنهما |
- Kel adama şantaj yapmaya gittiler. | Open Subtitles | ذهبوا لابتزاز ذلكَ الرجل الأصلع من يومِ أمس. |
Hakim Caldwell ile birlikte çalıştığını biliyoruz okuldan kendisine göçmenleri gönderiyordun o da sana şantaj parasından pay veriyordu. | Open Subtitles | نحن نعرف انك كانوا يعملون مع القاضي كالدويل ضخ له المهاجرين من المدرسة في مقابل خفض لابتزاز المال. |
Sid Hudgens Ellis Loew'e resimle şantaj... | Open Subtitles | سيد هاغنز الصور لابتزاز النائب العام. |
Bulutlar çiftçilerimizin huzurlu topraklarını yok ettikten, ve benim şantaj planımdan sonra dünya bizi kurtardı. | Open Subtitles | ... عندما دمرت السحب مزارعنا المسالمـة و خطتي لابتزاز المال من العالم بالتهديد أنقذتنـا جميعاً |
Neden bir şerif yardımcısına şantaj yapmayasın ki, değil mi? | Open Subtitles | لأنك أردت طريقة لابتزاز نائب مأمور |
Şimdi, cihazı Beyaz Saray'a şantaj yapmak için kullanıyor. | Open Subtitles | الاَن، يستعمله لابتزاز "البيت الأبيض" |
- Bana şantaj yapılıyor. - Bir kadını bulmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أتعرض لابتزاز - يجب أن تجد امرأة - |
Bir şekilde bilgisayarının şifresini kırıp Tom Kingsly'e şantaj yaptığımı mı? | Open Subtitles | بأنني اختطفت حاسوبك بطريقة ما واستعملته لابتزاز (طوم كينغزلي)؟ |
Tankerler, sondaj alanından çekildi yeğeniniz Christopher, John Ross'a Marta ile olan videoyu kullanarak şantaj yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | سُحبت الشاحنات من ،موقع الحفر (و ابن الأخ (كريستوفر (يسعى لابتزاز (جون روس بفيديو له مع مارتا |
İşe girme ihtimali olanlara şantaj için kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمه لابتزاز موظفيه ؟ |
Amanda'ya şantaj için beni kullandı. | Open Subtitles | لقد إستخدمني لابتزاز أماندا |
Olur da yakalanırım diye önceden şantaja delil üretmesi pek olası değil. | Open Subtitles | من المستبعد أنه قد لفق دليلاً وقائياً لابتزاز فقط في حالة أنه تعرض للاعتقال |