| Öleceğim ve, bundan önce kızıma ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | سأموت، و أريد أن أعرف ما حدث لابنتي قبل هذا |
| 70'lerin başında bir zamanda kızıma bir karınca çiftliği satın aldım. | Open Subtitles | .. ذات مرة في أوائل السبعينيات قمت بشراء مزرعة نمل لابنتي |
| Eğer ebeveyn olacaksan, özellikle kızıma ebeveyn olacaksan bunu hızlıca öğrenmen gerekiyor. | Open Subtitles | ان كنت ستكونين والدة وخاصة لابنتي أريدك ان تتععلمي هذا الدرس بسرعة |
| Bu, benim ve İsrail bayrağını tutan kızımın bir resmi. | TED | هذه صورة لي و لابنتي و نحن نمسك بالعلم الإسرائيلي |
| Ama kızımın aşkı uğruna, rakun dostlarını terk edecek kadar bencil değilsin, öyle değil mi? | Open Subtitles | لكن, انت لست شخص اناني لكي تترك اصحابك الراكون بحق حبك لابنتي ,هل ستفعل هذا؟ |
| Bu fotoğraf kızım ve arkadaşlarının birlikteyken birlikte olmayışlarının bir karesi. | TED | هذه صورة حديثة لابنتي وصديقاتها سويا بينما هما ليسوا معا |
| Yeah, kızımı ziyarete gitmiştim. Bir daha asla gitmem oraya. | Open Subtitles | نعم, كنت في زيارة لابنتي ولن أعود إلى هناك أبداً |
| Ben de her iyi baba gibi, kızıma Gamora ürünleri almak için yola çıktım. Mağazaya girdiğimde ise ilginç bir durumla karşılaştım. | TED | ووقعت ابنتي في حبها. إذن مثل أي أب طيب مهووس، ذهبت لأشتري لابنتي أشياء غامورا، |
| Bu, kızıma neler yapabileceğine dair içimde duyduğum korkunun sonucudur. | Open Subtitles | انه الخوف مما يمكن ان تفعليه لابنتي إنها تشعر بالذنب بشأنك |
| kızıma şarap verin de kadehlerimizi kaldırabilelim. | Open Subtitles | اسكب لابنتي شيئاً من النبيذ ﻷشرب نخباً معها |
| kızıma dondurma ısmarlayacağım. | Open Subtitles | أرغب في طلب بعض الآيس كريم لابنتي من فضلك |
| Evet, evime gelip kızıma Kosta Rika pasaportlu yakışıklılara kefil olmaması gerektiğini anlatır mısın? | Open Subtitles | أجل، تعال لمنزلي وفسر لابنتي.. بأننا لا ندفع كفالة الرجال الوسماء الذين بحملوا جواز سفر كوستاريكي |
| Oh, tam burası, kızıma annesinin öldüğünü ve bunun da benim hatam olabileceği gibi müthiş konuşmaları yaptığım yer. | Open Subtitles | هنا قلت المناجاة المدهشة عندما قلت لابنتي أنّ أمّها توفّت، |
| Öleceğim ve ölmeden önce kızıma ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | سوف أموت وأود أن أعرف مالذي حدث لابنتي قبل أنا أموت |
| Aynı şeyi karıma yapmayacağım, özellikle de kızıma yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أفعل هذا لزوجتي، وبالتأكيد لن أفعله لابنتي |
| ama kızımın yanına canlı dönmek istiyorum. | Open Subtitles | ليس لأن ما قلته ولكن أنا لا أريد أن تجعل من العودة لابنتي في قطعة واحدة. |
| kızımın okuldaki ilk günüydü. | Open Subtitles | انه يوم الاول لابنتي في المدرسة الثانوية |
| Arkadaşımdı. Sağdıcımdı. kızımın vaftizbabasıydı. | Open Subtitles | كان صديقي ، صديق المفضل إنه الأب الروحي لابنتي |
| Aynı anda kendi Collusion profili bir tane de kızım için yükledim. | TED | وفي الوقت نفسه الذي ركبت ملف التواطؤ التعريفي الخاص بي، ركبت واحدا لابنتي. |
| Bu kızım Alia'nın en sevdiği resim. | TED | اليوم هذه هي الصورة المفضلة لابنتي علياء. |
| Şimdi sizi kızım ve sağ kolum Marva Junior'a teslim ediyorum. | Open Subtitles | الأن سوف اترك مكبر الصوت لابنتي وساعدي الأيمن مارفا |
| Üzgünüm, evlat. Kumar sorunu olan biri ile kızımı evlendiremem. | Open Subtitles | آسف يا بني لن أسمح لابنتي بالزواج من مدمن مراهنات |