Hayatım, pek iyi görünmüyorsun. Şuraya oturtalım. Hasta gibisin. | Open Subtitles | عزيزي , لاتبدو لي بخير لنجلسه , تبدو شاحبا |
Takım elbisenin içinde sandığın kadar da iyi görünmüyorsun! | Open Subtitles | لاتبدو في الحله رائعاً كما تعتقد بأنك كذلك |
- Artık yeni görünmüyor. - Evet, sakın içme ve sürme. | Open Subtitles | ـ إنها لاتبدو جديدة كثيراً ـ نعم، لا يشرب و يقود |
- Birdenbire düdüklü tencerenin pek kötü bir hediye olmayacağını anladım. | Open Subtitles | يبدو أن الجرة الفخارية التي سأهديهم لهم لاتبدو سيئة جداً اخرسي |
Sana buranın nasıl olduğunu sorardım, ama sende pek yerlisine benzemiyorsun. | Open Subtitles | كنت سأسألك كيف هي الحياة هنا لكنك لاتبدو من السكان المحليين |
Filmdeki inekler ineğe benzemiyor. Atları kullanmak zorundasınız. | Open Subtitles | الأبقار لاتبدو كالأبقار في الفيلم يجب أن نستخدم الخيول |
Vince, bu yüzyılda bana katılmanı isterdim ama geçen yüzyıldan pek tatmin olmuşsun gibime gelmiyor. | Open Subtitles | أتعلم يافينس كنت ساطلب منك الانضمام الي في القرن الحالي لكنك لاتبدو مرتاحا في القرن السابق |
Ama hayal ettiğim gibi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن أتعلم, إنك لاتبدو على الإطلاق كالصورة التي تخيلتك بها |
Onca şeyden sonra çokta kötü görünmüyorsun. | Open Subtitles | لاتبدو سيئاً جداً بعدَ كل ذلكَ ،، اليسَ كذلك؟ |
Sen iyi görünmüyorsun. Ben iyiyim. Tesekkürler. | Open Subtitles | لاتبدو بحالة جيّدة أنا بخير , شكراً |
Hiç iyi görünmüyorsun. Yemek yedin mi? | Open Subtitles | إنك لاتبدو على مايرام هل كنت تاكل؟ |
Elvira, sen pek şaşırmış görünmüyorsun. | Open Subtitles | لاتبدو عليك المفاجأة مطلقا يا الفيرا. |
İçki içeecek yaşta bile görünmüyor, avukat olmasını bıraktım. | Open Subtitles | لاتبدو كبيرة بما فيه الكفاية للعمل في بار |
Biliyorum, çok fazla gibi görünmüyor ama çok çalışırsak sınavda çok başarılı olacağımıza eminim. | Open Subtitles | الأن, انا اعلم بأنها لاتبدو بالمدة الكافية ولكن اذا عملنا بجد فسوف نتمكن من تحقيق نتائج عظيمة في الإمتحانات |
Yeni İngilizce öğretmenimiz olduğunu söylüyor ama öyle görünmüyor | Open Subtitles | إنها تدّعي بأنها معلمتنا الجديدة لمادة اللغة الإنجليزية إنها لاتبدو مثل معلمة لغة انجليزية |
Süvariyken yaptığım işten pek farkı yok. Elimden gelenin en iyisini yapıyorum. | Open Subtitles | حسناً, انها لاتبدو مختلفة عن سلاح الفرسان احاول ان اكون جيدا قدر استطاعتي |
Kolay korkan bir tipe benzemiyorsun, Astsubay Wong. | Open Subtitles | لاتبدو من النوع الذي يخاف بسهولة أيها الضابط |
Kızlarla internetten tanışmaya ihtiyaç duyan tiplere benzemiyorsun. | Open Subtitles | انت لاتبدو مثل الرجال الذين يفضلون مقابله الفتيات عبر الانترنت |
Kampüs seslerine benzemiyor. Neredesin? | Open Subtitles | لاتبدو الأصوات بقربك صادرة من حرم الجامعة أين أنت |
Domuz boğumları artık o kadar kötü gelmiyor, değil mi? | Open Subtitles | مفاصل الخنازير لاتبدو سيئة جداً الآن أليس كذلك؟ |
- Hep böyle ev sorgusu olmuyor. - Hiç mutlu görünmüyorsunuz da ondan dedim. | Open Subtitles | انها ليست فقط إفادات الناس في المنازل انت لاتبدو سعيداً ابداً |
Bilemiyorum. Bana üçkâğıtçılık gibi gelmedi. | Open Subtitles | لا أدري ، لاتبدو كخدعة بالنسبة لي |
Üzgünüm dostum, kesinlikle fotoğraftaki gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | آسف يا رجل, لاتبدو مثل صورتها بأي حال من الأحوال |