Eskisi gibi duymadığını söylemiştin. | Open Subtitles | كنت دئما تخبرنى انك لاتسمع جيدا مثل السابق |
Ama bu neden farklı bir ses duymadığını açıklamaz. | Open Subtitles | ولكن هذا لايفسر لماذا لاتسمع صوت آخر |
Ama bu neden farklı bir ses duymadığını açıklamaz. | Open Subtitles | ولكن هذا لايفسر لماذا لاتسمع صوت آخر |
Ve biliyorum ki artık o sesleri duymuyorsun çünkü aldığın Torazinler bebek bir fili bile öldürür. | Open Subtitles | وأنا أعلمُ بأنّكَ لاتسمع هذه الأصوات بعد الآن، إعتبارًا, بأنّكَ أصبحتَ خائفًا على قتل طفل الفيل. |
Çığlıkları duymuyorsun. | Open Subtitles | أنت لاتسمع الصراخ. |
duymuyorsun bile, Will. | Open Subtitles | "انت حتى لاتسمع يا "ويل |
Conrad, "hayır" lafını çok sık duymadığını anlıyorum... ama şirketlerimizi birleştirmeye hiç mi hiç niyetim yok. | Open Subtitles | ( كونراد )، أتفهم أنك لاتسمع "لا "كإجابة فى معظم الوقت، لكنلانيةلديفىدمــجشركاتنامعأحــد.أبــداً. |
İyi duymuyorsun galiba. | Open Subtitles | لاتسمع جيدا. |