Bankadaki işime başladığımda Freddie benim için çok sevinmişti. | Open Subtitles | كان فريدى سعيدا لاجلى لحصولى على وظيفه البنك |
Benim için ne yapabilirsin biliyor musun, Ford? | Open Subtitles | هل انت تعرف ماذا يجب عليك ان تفعل لاجلى فورد؟ |
Bebeği kaçırmak çılgıncaydı ama onu benim için yaptı, bizim için yaptı. | Open Subtitles | كما تعلم، كان جنون لتأخذ الطفل ولكن هى فعلت ذلك لاجلى فعلت ذلك لاجلنا |
Kendim için senden bir şey istemem, biliyorsun bunu. | Open Subtitles | انت تعلم انى ما كنت لاطلب شيئا منك لاجلى . |
Benim için birşeyler yapmak adına ölebileceğini söylerdin... | Open Subtitles | دائما ,يجب ان يموت شخص ما لاجلى |
Yapman için yalvarıyorum. Bizim için. | Open Subtitles | استعطفك انت تفعليها لاجلى ولاجلنا |
Sorumuz şu; karşılığında sen benim için ne yapacaksın? | Open Subtitles | اذا السؤال هو: ماذا ستفعل لاجلى ؟ |
Buna göz atıp hikayenin akışını benim için değiştir. | Open Subtitles | ...القى نظره على هذا وغيرى اتجاه القصه لاجلى |
Efendi Wong, lütfen benim için onu dövün. | Open Subtitles | سيد ونج اضربه لاجلى |
Aferin, benim için onu öldürün. | Open Subtitles | ممتاز اقتله لاجلى سيد ونج |
Belkide benim için seviniyordur. | Open Subtitles | ربما انها تشعر بالسعاده لاجلى |
Bunu benim için yapmayacak mısın? | Open Subtitles | انت لا تريد ان تفعل هذا لاجلى |
Hatta benim için bu yayı o yaptı. | Open Subtitles | حتى انه انحنى لاجلى |
Bunu benim için sakla. | Open Subtitles | أحفظى هذه لاجلى |
Bir kereliğine, lütfen, benim için. | Open Subtitles | لمره واحده , من فضلك لاجلى |
O halde benim için yap. | Open Subtitles | اذا رجاءا قم بهذا لاجلى |
Bana kış için bir şeyler ayarla. | Open Subtitles | انقش زلاجتين لاجلى للشتاء |
Bir kere olsun benim için bir şey yap! | Open Subtitles | افعل شئ لاجلى و لو مرة واحدة |
Kendim için değil, ekip için yapıyorum tabii. | Open Subtitles | ليس لاجلى بل لاجل الفريق |
- Benim için. | Open Subtitles | لاجلى انا |