"لارتداء" - ترجمة من عربي إلى تركي

• giymek
• Giyecek
• takmak
• giymeye
• giymenin
• giyin
• giymeyi
• giymen için

Okula giderken Raymond'ın donunu giymek zorunda kalmıştın.
اضطررت لارتداء لباس داخلي يخص رايموند إلى المدرسة

Alpaca smokinimi giymek için mükemmel bir fırsat
إنها مناسبة ممتازة لارتداء بدلتي الجديدة.

Giyecek bir şey seçmene yardımcı olabilirim.
أنا يمكن أن تساعدك على اختيار شيء لارتداء.

Jamaika'da fötr şapka takmak gibi bir gelenek yoktu.
الآن لا توجد تقاليد لارتداء تلك القبعات في جامايكا

Çarşaf, bir Pers geleneğidir. Evin içinde giymeye gerek yok.
الشادور هو التقليد الفارسي انها ليست ضرورية لارتداء الحجاب في الداخل

Gevşek çamaşır giymenin acısını ben de bilirim.
أنا أعرف الشعور المؤلم لارتداء ملابس داخلية لشخص آخر

Tayt giymek için yaş sınırı konması gerek.
يجب أن يكون عمر محدد لارتداء المبلاس الضيقة

Bütün gün bu uzay elbisesini giymek istemiyorum.
حقاً، أنا لا أَتطلع لارتداء هذه البدلة الفضائية طول النهار

Kuşlar bugünün süet ayakkabı giymek için kötü bir gün olduğunu söylüyor.
شيء ما يقول لي أن هذا اليوم كان سيئا لارتداء حذاء سويدي ضيق

Likörleri direkt eve sipariş verebiliyorum, pantolon giymek zorunda değilim.
إبدأ بإمتلاك المشروب الكحولي يُسلّم مباشرة إلى بيتك لست مضطر لارتداء البنطال

Senin için yahut bu rozeti giymek için uygun biri değilim.
أنا لست كفؤا لكِ أو كفؤا لارتداء هذه الشارة.

- Ödlek mi? Hiçbir erkek korse Giyecek kadar cesur değildir.
لا يملك جميع الرجال الشجاعة الكافية لارتداء مشد خصر نسائي

Her gün, her gün başka bir ürün ve asla Giyecek doğru dürüst bir şeyim olmadı.
كل يوم، كل يوم مع عنصر آخر ولم يكن لي أي شيء لارتداء.

Sen onları Giyecek kadar erkek değilsin. Bunu biliyorsun Joe Dirt.
أنت لا رجل بما فيه الكفاية لارتداء الأحذية . كنت أعرف ذلك.

Güzel,ben de en sonunda kaskını takmak için bir nedenin olduğu için memlunum.
حسنا، أنا سعيد لأنك أخيرا كان لديك سبب لارتداء الخوذة الخاصة بك

Bana arabanla çarpmıştın da bütün yaz dizlik takmak zorunda kalmıştım.
لقد صدمتني بسيارتك واضطررت لارتداء دعامة لقدمي طوال الصيف

Böyle devam et daha seksi kıyafetler giymeye başlayacaksın.
إذا بقيتَ على هذا المنوال، ستضطر لارتداء ملابس أكثر جاذبية

Sihirli paçavralar giymenin yan etkisi sanırım.
هذا عرض جانبي لارتداء قماش سحريّ، حسبما أحزر.

Üstünü giyin, ben de bu arada kahvaltını hazırlayayım, olur mu?
لم لا تذهب لارتداء ملابسك وسأعدّ لك الفطور، حسناً؟

Bunu giymeyi düşünmüyorsun, değil mi?
لا تخططين بالتأكيد لارتداء هذا، أليس كذلك؟

Pekala, şimdi sana göz kamaştırıcı güzel elbiseni giymen için uygun bir yer bulmam gerek.
حسنا، علي فقط أن أعثر لك على مكان أنيق بشكل مناسب لارتداء فستانك الجديد الجميل.