SG-11'i gezegenden daha fazla trinium örneği getirmesi için görevlendirdik. | Open Subtitles | كلفنا إس جي 11 لاستخراج عينات ترينيوم أكثر من الكوكب |
Fiziksel bir otopside, bu parçaları bulmak için organların arasını eşelemeniz gerekir, ki bu oldukça zor bir şeydir. | TED | اثناء التشريح الفعلي لانه من الصعب عادة التشريح والبحث عن صورة ملائمة لاستخراج الرصاص من الجسد |
Şu anda, bugün Oslo'da petrol şirketleri, gelişmekte olan ülkelerden petrol çıkarmak için hükümetlerine yaptıkları ödemeleri gizli tutmak için savaşıyorlar. | TED | اليوم في أوسلو تحارب شركات النفط للحفاظ على سر مدفوعاتها إلى الحكومات لاستخراج النفط في البلدان النامية. |
Ekibim bombayı çıkarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فريقي يعمل على إيجاد طريقة لاستخراج القنبلة |
- Çerezi çıkarmaya hazırlanıyoruz. | Open Subtitles | استعدي لاستخراج الكوكيز ماذا ؟ |
Anladığım kadarıyla son altı ayda üç şeytan çıkarma işlemi gerçekleştirdiniz. | Open Subtitles | أدرك أنك قمت بثلاث عمليات لاستخراج الأرواح خلال الستة أشهر المنصرمة |
Doğalgaz da benzer bir konu. Doğalgaz da biyolojik bir ürün. Ve doğalgazı düşündüğünüzde, şey, gazı biliyorsunuz. İşte kömürü çıkarmanın farklı bir yolu. | TED | ومعضلة الغاز مشابهه لذلك. الغاز هو ايضا منتج طاقة حيوية. وحين تفكرون في الغاز، حسنا، أنتم مطلعون على الغاز. وهنا طريقة مختلفة لاستخراج الفحم. |
Geçici bir süre için vücutlarınızda bulunan tüm sıvıları çıkartacağım! | Open Subtitles | الآن أنا مجرد الذهاب مؤقتا لاستخراج... كل شيء من الرطوبة من الجسم. |
Burada, San Francisco'da MR3 adında bir firma var; Atık kollarından maden çıkarmak için mikrop moleküllerinin taklitlerini filtrelere yerleştiriyorlar. | TED | توجد شركة هنا في سان فرانسيسكو تدعى MR3 والتي تغرس ما يشبه الميكروبات على مصافي لاستخراج المعادن من مجاري الفضلات. |
Onun ürettiği sesler daha çok sesli harf benzeriydi fakat onun sesinin kaynağını özütleyebilmemiz için bu bize yeterli değildi. | TED | ها يمكنها أن تنتجه غالبًا هي أصوات شبيهة بحروف العلة، ولكن هذا يكفينا لاستخراج خصائص مصدرها الصوتي. |
insan DNA'sının çıkarılması için bir protokol ile gündeme gelecekti. Ve ben kendi başıma bunu yapmaya koyuldum, | TED | ببروتوكول لاستخراج الحمض النووي البشري. وبدأت بالفعل باستخراجه من نفسي، |
Tek bir görüntüden, milyarlarca veri paketi elde etmek için ekibimle akıllı bir yöntem keşfettik. | TED | ومن خلال هذه الصورة، استطعت أنا وفريقي أن نجد أسلوبًا ذكيًّا لاستخراج المليارات من حزم المعلومات. |
İlk yaptığı şey ise çocuklarının okula gitmek için ihtiyaç duyduğu doğum belgelerine başvurmak oldu. | TED | وكان أول شيء فعلته بها أن قدمت لاستخراج شهادات ميلاد لأبنائها، فهم يحتاجونها للذهاب للمدرسة. |
Cenova'ya sahte ehliyet için gelmediğinizi anlamıştım. | Open Subtitles | رائع هه؟ عرفتك بانك لم تأتي إلى جينيف لاستخراج رخصة قيادة. |
Bu yeni türler sülfatın enerjisi için bakterileri kullanırlar, ama bu onları doğrudan yerden çıkartır. | Open Subtitles | هذه الأصناف الجديدة تستخدم البكتيريا أيضا لاستخراج الطاقة من الكبريتيدات ولكنها تستخلصها مباشرة من الأرض |
İpucu olduğu için o mermiyi çıkartmam gerekecek. | Open Subtitles | وانا ذاهب ل لاستخراج الرصاصة التي لالأدلة. |
Siteyi kazmak, petrolü çıkarmaya başlamak. | Open Subtitles | حفر الموقع، بدء لاستخراج النفط. |
Onlar beni buradan çıkarmaya gelmiyor. | Open Subtitles | انهم ليسوا هنا لاستخراج لي. |
Ayrıca, oğlumla olan gaz çıkarma sistemi anlaşmanızı da geçersiz kılıyor. | Open Subtitles | و بالتالي هذا يفسخ أيضاً أي إتفاق كان لك مع بنيّ -بخصوص نظامه لاستخراج الغاز |
Kraglin, çıkarma işlemi için kuadranta ihtiyacımız var. | Open Subtitles | كراغلين، نحن بحاجة إلى رباعي لاستخراج. |
Yeni belge çıkarmanın altı hafta alacağını söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنكم ستسغرقون ستة أيام لاستخراج التصريح |
Arkadaşını oradan çıkartacağım. | Open Subtitles | أنا ذاهب لاستخراج صديقك. |