Sen, eğer bu kayışları gevşetip bana yiyecek bir şeyler getirmezsen. | Open Subtitles | انت , لو انك تخفف هذه الاشرطه و تحضر شي لاكله |
Gıdasız kaldım dedim. yiyecek hiçbir şey yoktu demedim. | Open Subtitles | انا قلت بلا طعام ولكننى لم اقل انه لم يكن هناك شىء لاكله |
Aslında yiyecek çok az şeyleri Vardı. | Open Subtitles | في الحقيقة بالكاد كان لديهم ما يكفي لاكله |
yiyecek, içecek bir şeyleri yokmuş neredeyse... ve sivri taşların üstünde uyurlarmış. | Open Subtitles | مع عدم وجود شى لاكله او لشربه فقط بعض الصخور الصغيرة ينامون عليها |
En azından bana yiyecek bir şeyler bırakmışlar. | Open Subtitles | على الاقل هولاء الحمقي تركوا لي شيئا لاكله |
yiyecek bir şeyler getirmeliydin, değil mi? | Open Subtitles | كان عليك احضار شي لاكله اليس كان عليك فعل هذا؟ |
- Pekala, ama sırf acıktığımdan. Gidip yiyecek bir şeyler alacağım. | Open Subtitles | حسنا هذا لانني جائعه ساحضر شيئا لاكله |
yiyecek bir şeyler alacağım. Sandviç falan ister misin? | Open Subtitles | ساحضر شيئا لاكله اتريد ساندوتشا |
Sadece yiyecek bir şey arıyorum. Sadece bunlar mı var? | Open Subtitles | انا ابحث عن شيئ لاكله هذا كل شيئ |
yiyecek bir şeyler bulmalıyız. | Open Subtitles | اريد ان اجد شيئا لاكله |
yiyecek birşeylere ihtiyacım var. | Open Subtitles | اريد شي لاكله. |