- Evet, Lambert, ev ile olan bağlantısını gizlemek için zahmete girmiş. | Open Subtitles | أجل,لامبارت خرج عن طوره لاخفاء صلته بالمكان |
Ayrıca, kurşunları, Oliver Lambert adına kayıtlı bir silahla eşleştirdi. | Open Subtitles | و أيضا طابقتهم مع مسدس مسجل باسم اوليفر لامبارت |
Belki Lambert peşinde olduğumuzu biliyordu yarım kalan işi bitirmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما لامبارت علم أننا نتعقبه لقد كان يحاول غلق بعض النهايات المفتوحه |
Lambert, paranın kendisi için olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | لامبارت قال أن المال الذى أخذه لم يكن من أجله |
Görünüşe bakılırsa, Lambert suçunu inkar edebilmek için kanıt topluyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن لامبارت كان يجمع الأدله ليتوجه للشرطه |
Vergi beyannamesine bakılırsa Oliver Lambert'ın müşterilerinden biri. | Open Subtitles | ونظرا لاقراره الضريبى لقد كان عميل ل اوليفر لامبارت |
1891'de, John William Lambert, iki kişilik arabasıyla bağlama kazığına çarptı, böylece bu olay Amerikan tarihine ilk araba kazası olarak geçti. | Open Subtitles | 1891 جون ويليام لامبارت قام بتحطيم عربه الجازولين التى تقودها الدواب خاصته الى استوقاف أخر |
Bay Lambert, burada kamera sistemi mi var? | Open Subtitles | سيد " لامبارت " هل لديك نظام إنذار هنا ؟ |
İşiniz Lambert'ların çocuklarına bakıcılık yapmak sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أن عملك هو رعاية " أطفال " لامبارت |
Lambert'ların yapmak istemediği her şeyi biz yapardık. | Open Subtitles | " فعلنا كل شيء لا يريد فعله عائلة " لامبارت |
Bunlar Lambert'ların evindeki bilgisayarlar mı? | Open Subtitles | إذاً هذه أجهزة الحاسوب من منزل " لامبارت " ؟ |
Lambert'ların çıkarttığı emri biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | أفترض بأنك تعلمين بالأمر القضائي الذي أصدره عائلة " لامبارت " ضدي ؟ |
Lambert'ların oğluyla aranızda bir şey olmadı mı? | Open Subtitles | إذاً لا شيء حدث بينك وبين الفتى " لامبارت " ؟ |
Dennis Lambert oğlunu hiç tanımıyor. | Open Subtitles | دينيس لامبارت " ليس لديه أدنى " فكرة عن إبنه |
Lambert'ların evinde, kasanın yanında suni çim bulduk. | Open Subtitles | وجدنا بساط صناعي قرب خزينة " منزل " لامبارت |
Lambert'lar önce Craig için yaklaşmama emri çıkardı, sonra da Vanessa'yı kovdular. | Open Subtitles | أولاً عائلة " لامبارت " أصدروا أمر التعرض " لـ " كريغ " ثم طردوا " فينيسا |
Sen de Lambert'ların sana borcu olduğunu düşündün. | Open Subtitles | إذاً أعتقدت أن عائلة " لامبارت " يدينون لك |
Kaderin cilvesine bak ki Bayan Lambert bu sabah Vanessa'yı kovmuş. | Open Subtitles | " سأخبرك ما المفارقة " ميا السيدة " لامبارت " طردت " فينيسا " هذا الصباح - ماذا ؟ |
Lambert'ların oğlu tam isabet değil mi? | Open Subtitles | إذاً هل حققنا ضربةً ساحقة على الفتى " لامبارت " ؟ |
Jonah Lambert bıçağı hiç kullanmadığını söyledi. | Open Subtitles | لأن " جوناه لامبارت " قال بأنه لم يستعمل تلك السكينة |