| Bir çeşit fakat sahiden değil çünkü başka yol yok ben Greenland'a gideceğim. | Open Subtitles | لا ابدا.. لا يمكن.. لانه لا يوجد اي حلول سوف اذهب لجرين لاند |
| Düşünüyordumda bende beyin tümörü yok... çünkü senin asla bir erkek kardeşin olmamış. | Open Subtitles | انا اعتقد انى غير مصاب بورم فى المخ لانه لا يوجد لديك اخ |
| 46 numaralı fiş bende ve bilmek istediğim, diğer kırk beş insan nerde, çünkü bekleme salonunda kimse yok. | Open Subtitles | انا رقم تذكرتي 46 و اريد ان اعرف اين ال45 شخص الاخرين لانه لا يوجد احد في صاله الانتظار |
| Bak ne diyeceğim çoğu insan bu hayatı kuralları olmadığı için seçtiğimizi zanneder. | Open Subtitles | اتعلمون ان معظم الناس يظنون اننا اخترنا هذه الحياة لانه لا يوجد قانون |
| Başka kimse olmadığı için sana sormuyorum. | Open Subtitles | انا لم اسألك للذهاب معي للحفلة لانه لا يوجد غيرك |
| Cenazeyi benim halletmem lazım çünkü yapacak başka kimse yok. | Open Subtitles | اريد أن أقيم العزاء لانه لا يوجد احد آخر يفعلها |
| Biz en iyileri isteriz... ve sadece en iyileri kabul ederiz... çünkü Amerikan deniz piyadesinden daha gururlu, daha üstün, daha sağlam... hiç kimse olamaz. | Open Subtitles | نحن نريد الافضل ولا نقبل باقل من الافضل لانه لا يوجد شيئ اكثر مدعاة للفخر |
| Bundan söz etmedim bile, çünkü o şekilde çekilmesi mümkün değil. | Open Subtitles | انا لم اذكر هذا لانه لا يوجد فرصه للقيام بذلك بتلك الطريقه |
| Kanıt bulamayacak çünkü böyle bir kanıt yok. | Open Subtitles | انه لن يقدم دليل مثل هذا لانه لا يوجد دليل |
| çünkü siyahlara göre çalışacak bir yer yoktur. | Open Subtitles | لانه لا يوجد لرجل الاسود اي مكان في القوة العاملة |
| Bu imkansız çünkü evde kimse yoktu. | Open Subtitles | انت لا تعرف ما تقول لانه لا يوجد احد هنا |
| Bu önemli, çünkü babandan daha çok dava edilen müşterim yok. | Open Subtitles | انا اقدر هذا لانه لا يوجد متعهد مثل اباك |
| Bak, kolyeyi Dana'ya verdim çünkü onun hayatında ona güzel şeyler verecek ona özel biri olduğunu söyleyecek birisi yok. | Open Subtitles | حسنا، انا اعطيته لـ دانا لانه لا يوجد احد في حياتها ليهديها شيء جيد ورقيق |
| çünkü iyileştirecek bir şey yok. Biz hasta değiliz. | Open Subtitles | لانه لا يوجد شيئ ليعالجونه, لا يوجد عيب بنا |
| Yatmalık hizmetçi bulamayacaksın çünkü öyle bir şey yok. | Open Subtitles | انت لن تجد تلك الخادمة التي تضاجعها لانه لا يوجد شيء هكذا |
| Ve hiç kimse onu sorgulamıyor, çünkü yalan olduğunu bildikleri için cevabı duymak istemiyorlar! | Open Subtitles | لم يسال احد لانه لا يوجد من يريد ان يستمع لان كل هذا كذب |
| Geçen hafta çok sarhoş oldum, ama kusamadım çünkü midem yok. | Open Subtitles | وفي الاسبوع الماضي سكرت جداً ، لم أستطع التقيؤ لانه لا يوجد لدى معدة |
| Debra, canım, misafirler kepçe olmadığı için... bardaklarını kaseye daldırıyorlar. | Open Subtitles | ديبرا عزيزتي الضيوف يضعون أكوابهم في صينية التقديم لانه لا يوجد مغرفة هل هذا ما تقصديه؟ |
| Başka kimse olmadığı için sana sormuyorum. | Open Subtitles | انا لم اسألك للذهاب معي للحفلة لانه لا يوجد غيرك |