"لايصدق" - ترجمة من عربي إلى تركي

• inanılmaz
• derece
• İnanılır gibi değil
• inanılmazdı
• olağanüstü bir şey

Görevim hakkında istediğine inanabilirsin Dwight ama sorunlar inanılmaz şekilde eğlenceliler.
صدق ماتريد حول مهمتي دوايت ولكن الاضطرابات انهم مسلين بشكل لايصدق

Senin yaşındaki birinin bunu söylemesi inanılmaz olgunca bir şey.
وذلك بشكل لايصدق قولٌ راشد لشخصٍ في مثل عُمرك لقوله

Son olarak, kısmen teknolojinin de katkısıyla, dünya şu anda inanılmaz derecede değişmekte.
أخيراً وجزئياً بفضل التكنولوجيا، فالعالم يتغير في هذه اللحظة بشكل لايصدق.

Peder, bu şimdiye dek gördüğüm en inanılmaz şey.
أيها الأب، هذا أكثر شيء لايصدق أراه في حياتي

Bu inanılmaz. Yani, bu aygıtlar bir şekilde birbirlerine bağlı.
هذا لايصدق.أقصد, الأشياء لابد أن تكون مرتبطه بشكل ما؟

Anubis inanılmaz güçlü olabilir, ama yenilmez değil.
أنوبيس قد يكون قوياً بشكل لايصدق ولكنه ليس بالمنيع

Fakat, gerçek olan bir şey var ki, o da inanılmaz bir şekilde kızgın olmam.
ولكن الحقيقة انني كانت غاضبا بشكل لايصدق

İnanılmaz derecede tilki gibisin.
بـ موسيقى الرجال في العمل أنتِ ماكرة بشكل لايصدق

Enerjileri inanılmaz güçlü rüzgarlar oluşturur ve bu devasa vadilerde saatte 8 milyon km hızla uğuldar.
طاقتهم تولد ريحاً قوية بشكل لايصدق تدور في هذا الوادي هائل بسرعة خمسة ملايين ميل في الساعة

Bu kadar değerli ve bana inanılmaz sevgi duyan böylesi bir kadına sahip olmak olağanüstü bir şey.
يكاد المرء أن لايصدق أن يحصل هذه الجوهرة الكاملة الانثوية التي تحمل لي هذا الحب الكامل

Aranan bir silah silah satıcısı olmasaydın seninle inanılmaz güzellikte bir geleceğimiz olabilirdi.
هل تعرفينى لو لم تكونى تاجره سلاح كان يمكن ان يكون لدينا مستقبل لايصدق

Bu kadar değerli ve bana inanılmaz sevgi duyan böylesi bir kadına sahip olmak olağanüstü bir şey.
يكاد المرء أن لايصدق أن يحصل هذه الجوهرة الكاملة لانثوية التي تحمل لي هذا الحب الكامل

Onları konuşurken duydum ve inan ki eğer seninle dalga geçmek için yalan söylüyor olsaydım bunun kadar inanılmaz bir şey olmazdı.
وصدقيني لو كنت أكذب من أجل العبث معكِ لما قلت شيئاً لايصدق كهذا

İnanılmaz bir özgüvene sahip genç bir hanım olacağını söylediler.
قالوا أنها متقدمه كثيرآ بشكل لايصدق لأمرأه شابه بعمرها

Sonuç, insan büyüklüğünde inanılmaz derecede düşmancıl bir tavuğun laboratuardan kaçması oldu
النتائج كانت دجاجة بحجم رجل التي كانت بشكلٍ لايصدق عدائية وأنتهت بهروبها مِن المختبر

Yakışıklı, cömert, ve elbette bu biz kızlar arasında kalsın, inanılmaz seksi!
هو وسيم وكريم .. و بيننا يا فتيات هو فحل بشكل لايصدق اعذروا لغتي الفرنسية

Ama fark eder etmez babamla inanılmaz derecede açık bir bağlantı hissettim.
...لكن في تلكَ اللحظة التي فعلتُ فيها ذلك شعرتُ بإرتباطٍ لايصدق بوالدي

Kornaları ve bağrışmaları... ..Schubert ya da Telemann ile değiştirirsen şehrin son derece güzel bir yere döndüğünü keşfettim.
وجدت انه اذا قمت باستبدال القرنية و الصراخ بقول , شوبر او تلمان المدينة اصبحت جميلة بشكل لايصدق

Biliyor musunuz, düşünüyorumda, bu inanılır gibi değil.
اتعلمون, اعتقد بأنه شئ لايصدق في بلدة صعيرة كـ ريدجيفيلد ان

İnanılmazdı. Bundan çıkarabildiğimiz tek sonuç bu sistemde daha önce bir süpernova patlaması olmuş olması gerektiğiydi. Bu patlama, yıldızın atmosferine işlemiş.
أمر لايصدق, خلاصة ماتوصلنا إليه كان إثباتًا لحدوث انفجار للسوبر النوفا في ذلك النظام, والذي لوث الغلاف الجوي للنجم