Tenzin' in kendi yerine buraya seni gönderdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني التصديق بأن تينزين أرسل أبنته إلى هنا بدلا عن المجيء بنفسه |
Seni olmuştur biliyorum Bir süre ücretsiz, ama inanamıyorum herhangi bir beyaz adam bakım gidiyor kelimeleri o aşağı koyuyor Bu kağıt üzerinde. | Open Subtitles | , أعرف بانك ِ كنت ِ حرة لفترة لكن لايمكنني التصديق بأن أي رجل ابيض سيهتم بالكلمات |
Atkuyruğu ve resepsiyonda yüzü dövmeli olan adamların bunun olmasına izin verdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني التصديق بأن الرجل بقصة ذيل المهر ووشم الوجه في مكتب الأستقبال ترك هذا يحدث |
- O yaşlı kadının seni öptüğüne inanamıyorum! | Open Subtitles | ! لايمكنني التصديق بأن تلك المرأة العجوز قد قبلتني |
Horace'ın öldüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني التصديق بأن هورس ميت |
Zach'in ona ihanet ettiğimi düşündüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني التصديق بأن (زاك) يظنني قمت بخيانته |
Chris'in evlendiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني التصديق بأن (كريس) تزوج |