İnsanların karşısına çıkmak için daha uygun bir zaman olamazdı. | Open Subtitles | الظهور العام سوية لايمكن أن يكون أكثر مناسب |
Ama açıkçası, zamanlama daha kötü olamazdı. | Open Subtitles | ولكن صراحةً.. لايمكن أن يكون التوقيت أسوأ من هذا |
Ruhunuz bayağı yükselmiş. -Daha yüksek olamazdı! | Open Subtitles | أنت في مزاج رائع لايمكن أن يكون افضل |
Soytarının sihri kuvvetli çıktı ama benimkinden daha kuvvetli olamaz, değil mi? | Open Subtitles | ولكن بالتأكيد لايمكن أن يكون أقوى من سحري |
Bu her zaman benim hatam olamaz değil mi? | Open Subtitles | أنا أعني ، لايمكن أن يكون دائماً خطئي ، صحيح |
Ama cevap bu olamaz, çünkü bu ilaçlar aslında o kadar da iyi çalışmıyor. | TED | لكن هذا لايمكن أن يكون الجواب لأن هذه الأدوية في الواقع لاتعمل بشكل مثالي |
Ve düşünüyordum da daha kötü olamazdı. | Open Subtitles | و انه لايمكن أن يكون أفظع من ذلك |
Bu sayede, hangi günün besin aramaya çıkılmayacak kadar sıcak olduğu konusunda verdikleri karar bakımından evlat kolonilerin ebeveyn kolonilere benzediklerini öğrenebildim. Ebeveyn kolonilerin evlatları birbirlerinden o kadar uzakta yaşıyorlardı ki, karıncalar asla karşılaşmıyordu; dolayısıyla evlat koloninin karıncaları bunu ebeveyn koloniden öğrenmiş olamazdı. | TED | وبمتابعة ذلك، تعلمت أن السلالة تشابه المستعمرة الأم في قراراتها في الأيام الحارة أن لا تخرج للبحث عن الطعام، مع أن هذه السلالة من المستعمرات تعيش بعيدةً جدًا عن بعضها ولا تلتقي أبدًا، وبالتالي لايمكن أن يكون النمل فيها قد استطاع تعلم ذلك من المستعمرة الأم. |
Natasha, seninle asla birlikte olamazdı! | Open Subtitles | لايمكن أن يكون معك بحق أبدًا يا(ناتاشا). |
Daha basit olamazdı. | Open Subtitles | إنه لايمكن أن يكون أبسط من ذلك ! |
Ciddi gibi. Ciddi olamaz değil mi? | Open Subtitles | نبرت صوته جاده لايمكن أن يكون جاد |
Ciddi gibi. Ciddi olamaz değil mi? | Open Subtitles | نبرت صوته جاده لايمكن أن يكون جاد |
Doğru olamaz değil mi? | Open Subtitles | لايمكن أن يكون صحيحاً، أليس كذلك؟ |
Doğru olamaz değil mi? | Open Subtitles | لايمكن أن يكون صحــيحاً ، أليس كذلك ؟ |
Şeyden olamaz, değil mi? | Open Subtitles | لايمكن أن يكون ... ـ |
O olamaz çünkü Ferrous Şirketi'nin aksine istasyonu alarma geçirmeden buradan çıkmak için bir yolu yok. | Open Subtitles | لايمكن أن يكون هنا لإنه بخلاف الشركة الحديدية ليس لديه طريق للهروب من المحطة من دون أن يٌطلق إنذار |
Ama bir saniye... ..o olamaz çünkü Dink ölmüştü.. | Open Subtitles | لا ، لا ، لايمكن أن يكون هو إنه ميت |
Zaten Frank de olamaz çünkü içine girmemiş. | Open Subtitles | ولكن لايمكن أن (يكون (فرانك لأنه لم يكن هناك أي تغلغل |