| Ben de senin burada oturup içinde eski hayatıma dair sevdiğim her şey olan kataloğun sayfalarına baktığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنكِ تفكرين أنه من الجيد لك أن تجلسي هنا وتتصفحين في فهرس كل الأشياء التي أحبها |
| Saç düzleştiricini bu harfleri yapıştırmak için kullandığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنكِ إستخدمت مُسَرحَ شعركِ لوضع هذه الكلمات على الأقمصة. |
| Bu işi bırakmayı düşündüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنكِ ستنظرين في ترك هذه الوظيفة |
| Burada olduğuna hala inanamıyorum. | Open Subtitles | لا زلت لا أستطيع التصديق أنكِ هنا |
| Bunu hatırladığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنكِ تذكرتي ذلك |
| - Kurtçuktan vazgeçtiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنكِ أعطيتهم الذئب |