Şu sandalyeyi parçalamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | يا رجل, لا أطيق صبراً حتى أحطم ذلك الكرسي |
Bir gün kendi bebeğimi doğurmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتى أُنجب طفلاً في يوم من الأيام |
Tadına bakman için sabırsızlanıyorum. Kurutulmuş meyve kıymalı. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً أن تجربي هذه إنها خليط من الزبيب و التفاح |
"Günün birinde bunların hepsini kızımla paylaşmaya can atıyorum." | Open Subtitles | لا أطيق صبراً لمشاركة كلّ هذا يوماً ما مع ابنة لي |
- Evet, pazar gününü iple çekiyorum. | Open Subtitles | أجل، لا أطيق صبراً حتى يوم الأحد |
Evet, bu günü atlatıp, sıcak bir banyo yapmayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | أجل، لا أطيق صبراً حتى ينتهي هذا اليوم وآخذ حماماً طويلاً |
Evet, onları tepelemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | نعم ، لا أطيق صبراً لأعطي الألمان ما يستحقون |
Mahkemede bu kaset gösterildiğinde suratlarındaki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على رؤية النظرة التي ستعلو وجوههم حين عرضنا لهذا بالمحكمة |
Yüz saat boyunca Dedikoducu Kız izlemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتى أشاهد ''العديد مِن الحلقات من مسلسل ''جوسيب جيرل |
Bu saçma üniformadan kurtulmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتى اتخلص من هذا الزي السخيف |
O filmi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً لأن أشاهد ذلك الفيلم هل هو فيلمٌ شيق ؟ |
Görmek için sabırsızlanıyorum. Resmim çok utanç verici. Göster bakıyım. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتّى أرى ذلك، صورتي مُحرجة، ضعيها. |
Genel müdür ne diyecek duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتى أسمع ما الذي سيقوله نائب المدير. |
Seni görmek için sabırsızlanıyorum. 11:00'de orada olurum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتى أراك، يُفترض أن أكون هناك عند الـ11: |
Gidip şeker mi şaka mı sorusunu sorarak mahallede terör estirmek için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | أجل. لا أطيق صبراً للخروج وجمع الحلوى وإخافة الحي |
Tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum. - | Open Subtitles | قضيت وقتاً ممتعاً لا أطيق صبراً لرؤيتكِ مرة أخرى. |
O koca şirketin çöküşünü izlemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتى أشاهد كامل تلك الشركة تسقط. |
Garsonluk yapmak için sabırsızlanıyorum. Bu iş iğrenç. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً لأعود لتلبية الطاولات هذا الوظيفة سيئة جداً |
Tanrım, hamile kalıp bebek sahibi olmak için can atıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي لا أطيق صبراً كي أحمل و أنجب |
Cadılar Bayramı'nın bitişini iple çekiyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً حتى ينتهي الهالويين |
Şimdi o ruhu bulup yaptığım korkunç şey için özür dileyebileyim diye, öleceğim günü dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | والآن لا أطيق صبراً حتى أموت لأجد تلك الروح وأعتذر عن الفعل الفظيع الذي إرتكبته. |