sanmıyorum. Size söyleyecek bir şeyi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ ذلك ، لا أعتقِد بأن لديه ما يخبرك به |
FBI'in Burma'ya bir yolculuk yapmamız için yetki vereceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ مكتب التحقيقات الفيدرالي سيصرح لنا بالذهاب إلى "بارما" |
Çocukların önünde ondan bahsetmenin uygun olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ ذلكَ مُلائمً للتحدث مع الفتية بشأنِهِ |
Bunun bana bir yardımı olduğunu düşünmüyorum rahibe. | Open Subtitles | لا أظنُ أنَ أياً من هذا يُساعدني حقاً، أيتها الأُخت |
Oğlunun kendine ciddi zararlar vermeye ne kadar yakın olduğuna dair bir fikri olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ بأن كان لديه معرفة بمقدار إيذاء إبنه لنفسه |
Bildiğimiz yollardan bulaştığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ أنهُ قد تعرضَ لهُ بالطريقة التقليدية |
O çocuğun yemek yapmadan önce sebzeleri iyice yıkadığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ أن ذلك الفتى يغسل الفاصوليا لهم جيدًا قبل طهوها |
Bak, yeniden bunları kaldırabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أنظر، لا أظنُ أني أستطيع خوض هذا الامر مجدداً |
Ne düşündüğümü bildiğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ أنكَ تعرف ما أفكرُ به على الأطلاق |
Buna geyik filan koyabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ أنه بوسعك أن تضع غزلاناً في هذا الشئ |
Evet, yarasa öldükten sonra işe yaradığını sanmıyorum. | Open Subtitles | أجل، لا أظنُ أنّ هذا ينجح بعد موت الخفاش |
Biliyor musun, sıkıldığını sanmıyorum. | Open Subtitles | تعلَم ماذا؟ لا أظنُ أنكَ تشعُر بالملل |
Bu gece gidebileceğimi sanmıyorum ben. | Open Subtitles | لا أظنُ أنّه بإمكاني فعل ذلك الليلة. |
Taklitçimizin bir fotoğraftan faydalandığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ بأن المُزيف بعيدٌ عن هذا المكان |
sanmıyorum. Sen bir Terra Nova'lıyı öldürdün. | Open Subtitles | لا أظنُ ذلك "لقد قتلتَ أحد مواطني "تيرا نوفا |
sanmıyorum, hayır. Özel bir anahtar mı? Ne içinmiş? | Open Subtitles | لا أظنُ ذلك, كلّا مفتاحاً خاصاً لماذا؟ |
Bu okulda bir dönem daha geçirebileceğimi sanmıyorum Ruth. | Open Subtitles | أتعلمين، أنا لا أظنُ أني أستطيع أن أخذَ فصل دراسي أخر بهذه المدرسة إنهُ تعذيب! |
Hayır,onun bu işte yalnız olduğunu sanmıyorum. mutlaka başkalarıda olmalı | Open Subtitles | "لكنّي لا أظنُ بأنّه زعيم العصابة العديد مِن الأشخاص متورطون في هذا الأمر" |
Olabilir. Adamın yeterli kaynağa sahip olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ربما, ولكنَّني لا أظنُ بأنَّ لديه المصادرُ اللازمةِ لذلكـ |
Biliyorsun Said, ben senin insanlığını yitirdiğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | تعلَم يا (سعيد) لا أظنُ أنكَ فقدتَ إنسانيتكَ إطلاقاً |
Sizin evcil bir Z olduğunuzu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ هذا الوصف يُطلق عليك. |