anlamadığım bir espri yaptığını sandım, onlara genelde numaradan gülerim gerçekten kafam karıştı. | Open Subtitles | اعتقدت أنك تقوك نكتة لا أفهمها لذلك عادة أقوم بالتظاهر بالضحك عليها ولكن |
Burada anlamadığım şeyler var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي لا أفهمها .. في الداخل. |
İlk sütuna, anlamadığım her şeyi yazıyorum. | Open Subtitles | الأول أكتب فيه كل الأشياء التي لا أفهمها |
O bana hiç ses olmadığı zaman anlayamadığım... bazı sahneleri açıklar. | Open Subtitles | يقوم بشرح اللقطات التي لا أفهمها حيث لا وجود للصوت |
Çoğunu anlamıyorum. Mesele bilgisayarlar olunca tıpkı senin gibi yolumu şaşırıyorum. | Open Subtitles | الآن، معظمها لا أفهمها أتوه عندما يتعلق الأمر بالحواسيب، مثلك، صحيح؟ |
Onu anlamadığımı söylüyor. | Open Subtitles | قالت انني لا أفهمها. |
Siz finans ve politika adamısınız. Bunlar benim anlamadığım konular. | Open Subtitles | أنت رجل مالية والسياسة، الأشياء التي أنا لا أفهمها |
Neyse, anlamadığım mevzulara beni sokmayın. | Open Subtitles | على العموم لا تجعليني أبدأ أموراً لا أفهمها. |
Yoksa bu o, hiç anlamadığım pop kültür göndermelerinden biri mi? Çünkü ben intikam... | Open Subtitles | أم أن هذا واحد من مراجعك للثقافة الشعبية التي لا أفهمها لأنني شيطانة انتقام |
anlamadığım garip şakalarına gülüyormuş gibi yapmayı özleyeceğim. | Open Subtitles | مؤكد أني سأفقد التظاهر بالضحك على نكاتك الغريبة التي لا أفهمها |
- Sağ ol. anlamadığım birkaç şey var. Onlara bakabilir miyiz? | Open Subtitles | ،ثمة بعض النقاط لا أفهمها هل يمكننا النظر فيها؟ |
Bilmediğim ve anlamadığım şeyler tarafından acı çekmesini hep izlemek ve çaresizce beklemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي دائما ان اقف وأشاهدها تحوم و تتأذى من قبل اشياء لا أفهمها |
Bugünlerde anlamadığım pek çok şey oluyor, ama beni duyuyorsan... | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء تحدث هنا و لا أفهمها لكن، إذا كنت تستطيع سماعي |
anlamadığım çok şey var bir nehir ne yöne akacağını nasıl bilir? | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء لا أفهمها مثل النهر كيف يعرف أي طريق يتدفق؟ |
Çünkü genelde sonunda anlamadığım şeyler yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لأنّه عادةً ما يقودني لأفعال لا أفهمها حقّاً |
Belki de anlayamadığım şeyler orada açığa kavuşur. | Open Subtitles | لعل الأمور التي لا أفهمها تكون أكثر وضوحاً هناك. |
Örnek olarak benim kârımı ele alalım, anlayamadığım bir şekilde ekonomiden damlayarak geliyor. | Open Subtitles | الأرباح التى تجنيها، على سبيل المثال نظرية التنازلات الإقتصادية وطرقها أنا حتى لا أفهمها |
Kutsal kitapta anlayamadığım bir söz öbeği var. | Open Subtitles | هناك عبارة في الكتاب المقدّس انا لا أفهمها |
anlamıyorum. Bu yer hopluyor olmalıydı. | Open Subtitles | أنا لا أفهمها هذا المكان يجب أن يكون مزدحماً |
Bu günlerde bir çok şeyi anlamıyorum. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء تحدث هنا و لا أفهمها لكن , إذا كنت تستطيع سماعي |
Onu anlamadığımı söylüyor. | Open Subtitles | انها تقول أننى لا أفهمها |