Sanırım çoğumuzun günlük hayatına, ayaklarımızın dibindeki gezegenimizin inanılmaz derecede sıcak olduğundan tamamen bîhaber devam ettiğini söylemek yanlış olmaz. | Open Subtitles | اعتقد انه من الانصاف ان نقول ان معظمنا يمارس حياته اليومية غافلٌ تماماً بأن أسفل أقدامنا، سخونة كوكبنا لا تُصدق. |
inanılmaz işler yaptılar. | TED | لقد فعلوا أشياء مُذهلة، أشياء لا تُصدق. |
Şu sıradan romantik çağrışımların yanında kalbin her zaman inanılmaz bir sembolik önemi vardır. | Open Subtitles | القلب كان دائما له أهمية رمزية لا تُصدق. أعني، جانبا من الجمعيات الرومانسية المبتذلة فقط. |
Sandık'ın teknolojisinin içerdiği inanılmaz potansiyelin farkındayız. | Open Subtitles | ونحنُ نعترف بأمكانات لا تُصدق من التكنولوجية من الفُلك |
- İnanılmazsın. Müşterini çalarım diye mi korkuyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تُصدق أتقلق من أني سأسرق عميلك؟ |
Her sabah gözlerimi açıyorum ve hâlâ bu inanılmaz yolculuğa çıktığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا أصحو كل يوم ولايمكني تصديق أني في هذه المغامرة التي لا تُصدق |
Hiçbir kulübe bağlı olmamak inanılmaz bir tecrübe oldu. | Open Subtitles | يا رجل تجربة العميل الحر كانت تجربة لا تُصدق |
Beyaz Saray'da inanılmaz anlar yaşanıyor. | Open Subtitles | إنهم يحلقون فوق البيت الأبيض. إنها لحظة لا تُصدق تحدث هُنا. |
İnanılmaz tuhaftı ve bitmek bilmedi. | Open Subtitles | كان هذا مُحرجاً بصورة لا تُصدق ولم يتوقف |
Bunlar inanılmaz pahalı. | TED | فهي غالية الثمن بصورة لا تُصدق |
Ve aracın içine yüzde yüz ne koyduğumuz ürünün son hali oluyor, hazmedilmeyen kısımları bile bu yapının bir parçası oluyor, inanılmaz kazanç oranları görüyoruz. | TED | ولأن 100 في المئة مما وضعنا في الآلة يتحوّل لمنتج نهائي، حتى الأجزاء التي لم يتم هضمها تصبح جزءا من الهيكل ، نحن نحصل على معدلات عوائد لا تُصدق. |
Bugün inanılmaz bir fikirim var. | Open Subtitles | لقد راودتني فكرة لا تُصدق اليوم |
Reytinglerine baktım, inanılmaz... | Open Subtitles | التقييماتالتىيحصلعليها، لا تُصدق. |
Buraya geldiğimizden beri inanılmaz şeyler gördük. | Open Subtitles | مُنذأنجِئناهُناونحنُنُشاهد ... . بَعض الأشياء التيّ لا تُصدق. |
Gördüğünüz gibi, inanılmaz bir hızla, güçle akıyor. | Open Subtitles | وكما تلاحظون، إنها تجري بسرعةٍ لا تُصدق |
Mason'ın buraya koyduğu bazı şeyler inanılmaz. | Open Subtitles | بعض الأغراض التي يمتلكها (مايسون) هنا لا تُصدق. |
İnanılmaz haberlerim var. | Open Subtitles | لدي أخبار لا تُصدق |
İnanılmaz bir başlangıç oldu. | Open Subtitles | هذه بداية لا تُصدق |
Sen inanılmazsın bunu biliyor musun? | Open Subtitles | تفعل أمور لا تُصدق أتدري هذا؟ |
- İnanılmazsın, biliyor musun? | Open Subtitles | و لكن أنت لا تُصدق |
-Sen inanılmazsın. | Open Subtitles | أنت لا تُصدق |