Vücudum değişim geçiriyor olabilir, fakat ruhumda bir sorun yok. | Open Subtitles | جسمي قد يكون به عائق لكن لا خطب في الروح |
Ve biliyorum ki bulabileceğin tek iş. Her hangi bir sorun yok. | Open Subtitles | وأعرف أنه العمل الوحيد الذى توافر لك لا خطب فى ذلك |
Beynimizden bir sorun yok zaten ne getirirsen getir bunu düzeltmeye de yetmez adamım. | Open Subtitles | لا خطب فى دماغنا، تكفيه بعض جرار ماء المستنقع لينتعش |
Bunda yanlış bir şey yok ama başka bir şeyde daha iyiysen onu denemen gerekir, değil mi? | Open Subtitles | حسنًا لا خطب بهذا لكن إن كنت بارع في أمر آخر عندها ربما عليك تجربتها، صحيح؟ |
Bir babanın oğlunu öpmesinde yanlış bir şey yoktur. Sanırım. | Open Subtitles | لا خطب في أن يقبّل الوالد إبنه |
sorun yok. Sadece dokunulmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا خطب فيها لا أرغب بأن يتم لمسي فقط |
Haberler iyi. İkinizde de sorun yok. | Open Subtitles | أخبار طيبة لا خطب بأي منكما |
Benim aklımda bir sorun yok! | Open Subtitles | لا خطب يشكو منه عقلي |
Bence hiçbir sorun yok. | Open Subtitles | لا خطب بها على الإطلاق |
Benim silahımda da sorun yok. | Open Subtitles | لا خطب في سلاحي الناري أيضاً |
Bende bir sorun yok. | Open Subtitles | لا خطب معي. |
Bacağımda bir sorun yok ki. | Open Subtitles | لا خطب بقدمي |
Güvenlik kameralarımda hiçbir sorun... Yok mu? | Open Subtitles | لا خطب في... |
Sen yanlış bir şey yapmıyorsun Isabel. Bağımsızsın. | Open Subtitles | لا خطب بكِ يا إيزابيل, أنتِ مستقلة |
Yüksek standartlara sahip olmakta yanlış bir şey yok. | Open Subtitles | لا خطب في رفع سقف المتطلبات. |
Davet edilmişsin, yanlış bir şey değil ki bu. | Open Subtitles | لقد تمت دعوتك , لا خطب في هذا |