Zavallı çocukluk sorunlarının bununla hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | أوه,مشاكل طفولتك العالقه لا دخل لها بالموضوع |
Çünkü yaşlıların tartışmalarının bizimle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | لأن الخلافات بين كبار السن لا دخل لها بنا |
Kamyonette gördüğüm o değildi. Bununla hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | إنها ليست الفتاة التي رأيتها على شاحنة السحب، لا دخل لها في هذا الأمر |
Edecektin. Onun bununla hiç alakası yok, bunun sebebi benim! | Open Subtitles | كنت ستفعلين هذا الآن لا دخل لها بهذا ، إنه أنا |
Edecektin. Onun bununla hiçbir alakası yok, bunun sebebi benim! | Open Subtitles | كنت ستفعلين هذا الآن لا دخل لها بهذا ، إنه أنا |
Onun Grenouille'yle olan bağlantısının işle ilgili olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن علاقتها بـ(لاغرانوي) لا دخل لها بالعمل. |
Junior, sürücülüğün röportajlarla hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | (جونيور)، القيادة لا دخل لها بإجراء الحوارات |
Brienne'in hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | -بريان) لا دخل لها) -خسارة |
Kişisel yaşamımın hastaneyle alakası yok. | Open Subtitles | حياتي الشخصية لا دخل لها بالمستشفى |
Hiç alakası yok be adamım! Peki. | Open Subtitles | لا دخل لها بذلك يارجل - حسناً - |
Onun bununla bir alakası yok. | Open Subtitles | لا دخل لها بموضوعنا |
İstemenin bu işle alakası yok. | Open Subtitles | الإرادة لا دخل لها بهذا الأمر |
Lütfen Franco, onu karıştırma. Bu işle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | أرجوك (فرانكو) أتركها لوحدها لا دخل لها بما يحدث. |
Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا دخل لها بما يجري. |