William aile servetinin varislerinden birisi, evet... İş yönetmekle hiç bir alakası yok.. | Open Subtitles | ويليام أحد الورثة في العائلة , هذا صحيح و لكن لا شأن له في إدارة العمل |
Neden ayrıldığını da biliyorum ve bence bunun yeni şirketinle alakası yok. | Open Subtitles | إنّـي اعرف ايضًا لماذا غادرتِ وان هذا لا شأن له بتأسيس شركتك الخاصة |
Çocuğu bırak gitsin..onun bi alakası yok | Open Subtitles | دع الفتى يذهب لا شأن له بالأمر |
Yasa dışı şeylerle ilgisi yok. | Open Subtitles | رجل أعمال لا شأن له في الأعمال الغير شرعيّة |
Teğmen o yasaları çiğniyor biliyorum ama burada karşı karşıya olduğumuz şeyin yasalarla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | حضرة الملازم، أعلم أنّه يخالف القانون. لكن ما نواجهه لا شأن له بالقانون، بل بالنجاة. |
Ve bütün bunları kasabaya gelen babandan kaçmak için yapmıyorsun? | Open Subtitles | أمتاكدة أنّ هذا لا شأن له بتجنّب والدكِ الذي عاد إلى البلدة لتوّه؟ |
Bu, gelenekten değil. Gelenekle alakası yok. | Open Subtitles | هذا لا شأن له بالتقاليد على الإطلاق |
Bunun Benton ailesiyle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | هذا لا شأن له بعائلة بنتون |
Tanrı'nın bu işle alakası yok. | Open Subtitles | الرب لا شأن له بهذا |
Onun bunlarla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | إنه لا شأن له بكل هذا |
Bunun geçmişle alakası yok, Leeds. | Open Subtitles | هذا لا شأن له بالماضي ، ليدز |
Bunun seninle hiçbir alakası yok Simpson. | Open Subtitles | -هذا الأمر لا شأن له بك |
Varsayalım ki, onunla hiç ilgisi yok, adı her neyse. | Open Subtitles | بافتراض ان ذاك الرجل لا شأن له بالامر |
Bay Marshall'ın otelimizle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | السيد مارشال لا شأن له بفندقنا |
Bay Marshall'ın otelimizle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | السيد مارشال لا شأن له بفندقنا |
Bunun benim politik kariyerimle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا لا شأن له بحياتي السياسية. |
Siyasetle ilgisi yok. | Open Subtitles | لا شأن له بالسّياسة |
Ve bütün bunları kasabaya gelen babandan kaçmak için yapmıyorsun? | Open Subtitles | أمتاكدة أنّ هذا لا شأن له بتجنّب والدكِ الذي عاد إلى البلدة لتوّه؟ |