Acı çektiğin için üzülüyorum, ama gardını indirmeseydin, Bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | أنا آسف أنكِ متألمة لكن لا شئ من هذا كان سيحدث لو أنكِ انتبهتِ أكثر |
Bunların hiçbiri buraya nasıl geldiğimi ya da ne yapmam gerektiğini söylemiyor. | Open Subtitles | ليتني أعرف لا شئ من هذا يخبرني كيفية وصولي إلى هنا و ما المفترض أن أفعله |
Ama anlamalısınız, Bunların hiçbiri benim suçum değildi. | Open Subtitles | لكن لابد عليك ان تدركي لا شئ من هذا كان خطئي |
Eğer bana kahve getirmiş olsaydın, Bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | أتعلم ، يمكن أن تجلب لي قهوة لا شئ من هذا سيحدث |
Dün gece buraya geldim çünkü bunların hiç biri bana mantıklı gelmemişti. | Open Subtitles | اتيتُ إلى هُنا اللّيلةُ الماضية. لأنّ لا شئ من هذا يبدو منطقياً. |
Ama bu beğenilerden hiçbirisi kendi yaptığın binadan ilk kez güneşin doğuşunu görmekle kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | ولكن لا شئ من هذا يهم بالمقارنة بفرحة إبصار الشمس تشرق على أول مبانيكِ |
Bu savaşı ben başlatmadım. Bunların hiçbiri benim suçum değil. | Open Subtitles | أنا لم أبدأ هذه الحرب لا شئ من هذا خطأي |
Bunların hiçbiri gerçek değilse sanırım artık otelde değilim. | Open Subtitles | إذًا ، لا شئ من هذا حقيقي، وأخمن أنني لم أعد بالفندق بعد الآن. |
Tamam, Bunların hiçbiri doğru değil. | Open Subtitles | حسنا، لا شئ من هذا صحيح أنا لست من الجزء الساحر |
Bunların hiçbiri kuru kafayı ilk seferde çalmamış olsaydın bunlar olmayacaktı! | Open Subtitles | لا شئ من هذا كان سيحدث لو لم تسرق الجمجمة من الأساس |
Bunların hiçbiri psikolojik açıdan uyumsuzluk göstermiyor. | Open Subtitles | لا شئ من هذا يبدوا غير صحيح منطقياً |
Bunların hiçbiri senin için geçerli değil, tatlım. Sen iyisin. | Open Subtitles | لا شئ من هذا موجه إليكِ يا عزيزتي أنتِ رائعة . |
Onu işe almış olmasaydın Bunların hiçbiri olmayacaktı. | Open Subtitles | لا شئ من هذا سيحدث لو لم تكن وظفته |
Tamam, Bunların hiçbiri soruşturma için münasip değil. | Open Subtitles | لم أتسلى بأي شئ! حسناً، لا شئ من هذا وثيق الصلة بالتحقيق |
Üzgünüm ama Bunların hiçbiri bana mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | معذرة, لا شئ من هذا يبدو لي منطقياً |
Listelenen doktorlar, ameliyat odası numarası Bunların hiçbiri aslında yok. | Open Subtitles | الأطباء الذين قاموا بالعملية، ورقم غرفة العمليات... لا شئ من هذا حقيقي. |
Gitmesi senin suçun değil. Bunların hiçbiri senin suçun değil. | Open Subtitles | مغادرته لم تكن ذنبك، لا شئ من هذا ذنبك. |
- Bunların hiçbiri aklımda yoktu. - Hastaneye gitmen gerek. | Open Subtitles | لا شئ من هذا حقيقي ، لم أتصور الأمر هكذا- أنت بحاجة للذهاب إلى المستشفى- |
- Beni öldürmeye çalıştın. - Bunların hiçbiri doğru değil. | Open Subtitles | لقد حاولتِ قتلي - لا شئ من هذا صحيحاً - |
bunların hiç birisinin mümkün olmayacağını bilen diğer kişi sensin. | Open Subtitles | انت الشخص الوحيد الذي ربما يعرف ان لا شئ من هذا ممكن |
Ama bu beğenilerden hiçbirisi kendi yaptığın binadan ilk kez güneşin doğuşunu görmekle kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | ولكن لا شئ من هذا يهم بالمقارنة بفرحة إبصار الشمس تشرق على أول مبانيكِ |