Başka hiçbir şey bu kadar düşük maliyetle bu kadar kısa vadeli bir etki yapamaz. | TED | لا شيء آخر يمكن أن يخلق هذا التأثير على المدى القريب بتكلفة منخفضة كهذه. |
Başka hiçbir şey olmadan, sadece bu mektupla elektrik kullanımında %2-3 azalma olduğunu bulmuşlar. | TED | عبوس. وما وجدوه هو هذه الرسالة ، لا شيء آخر ، حدت من اثنين الى ثلاثة بالمائة في استخدام الكهرباء. |
Hayır, hiçbir şey yok. Sinekler ve ölümden Başka bir şey yok. Tamam, sağ ol. | Open Subtitles | لا، لا شيء، مجرد أشياء حول الذباب والأموات لا شيء آخر |
Çocuklar için 300 şarkı biliyorum, ama Başka bir şey yok. | Open Subtitles | أعرف 300 أغنية للأطفال، ولكن لا شيء آخر. |
Biliyorsun, Başka hiçbir şeyin olmadığı durumlarda. | Open Subtitles | كما تعلم، فى مثل هذة حالات .حيث لا شيء آخر يحدث |
İstediğim tek şey annemdi ve ben onu öldürdüm. Başka bir şeyin önemi yoktu. - T. Ray! | Open Subtitles | كانت كل ما أريده ،وأنا من أبعدها لا شيء آخر يهم كثيراً |
- Ne oldu? - Başka sorum yok. | Open Subtitles | ماذا لا شيء آخر |
Sanki kardeşinin hayatında ters giden Başka hiçbir şey olmamış gibi. | Open Subtitles | برغم أنّه لا شيء آخر كان خطأً في حياةِ أخيك |
Başka hiçbir şey eksik değil. Tek aldığı aylık ekstra 25 dolar. | Open Subtitles | لا شيء آخر مفقود كل ما أخذ هو 25 دولار إضافية |
O oynarken Başka hiçbir şey umurlarında olmazdı. | Open Subtitles | عندما يتم تشغيله، لا شيء آخر يصبح مهماً بالنسبة لهم |
Burada yapacak Başka bir şey yok zaten. | Open Subtitles | لا شيء آخر للقيام حول هنا على أية حال. |
Sadece takas olacak, Başka bir şey yok. | Open Subtitles | انها تتعلق بالمقايضة لا شيء آخر |
Sadece birlikte çalışıyoruz. Başka bir şey yok. | Open Subtitles | نحن فقط سنعمل سويًا لا شيء آخر. |
Başka hiçbir şeyin sonuç vermediğini kanıtlamamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نثبت أن لا شيء آخر ينجح |
Kazanmak her şeydir ve Başka hiçbir şeyin önemi yoktur. | Open Subtitles | الفوز هو كل شيء و لا شيء آخر يهم |
Bizden Başka hiçbir şeyin önemli olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | أماالآنفأناادرك... أن لا شيء آخر مهم بقدرنا |
Yelken açmaya karar verdik, çünkü siz hariç bizi buraya bağlayan hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وقرّرنَا الإبْحار لا شيء آخر يبقينا هنا |
Başka bir şeyin önemi yok. | Open Subtitles | لا شيء آخر يهم, لاشيء |
Teşekkürler. Başka sorum yok. | Open Subtitles | شكراً لك لا شيء آخر |
Bu kadar mı? Başka birşey yok mu ceplerinde? | Open Subtitles | لا شيء آخر في جيوبه؟ |
Bay Thomas, Emily Rose'un tıbbi tedavi gerektiren ciddi bir tıbbi rahatsızlık çekmekte olduğunu iddia etmiştir, Başka bir şey değil. | Open Subtitles | أكد السيد توماس على أن إيميلي روز عانت من حالة مرضية شديدة تتطلب علاجاً طبياً، لا شيء آخر |