ويكيبيديا

    "لا شيء سوى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • başka bir şey yok
        
    • başka bir şey değil
        
    • başka bir şey değilsin
        
    • dışında bir şey yok
        
    • sadece bir
        
    • başka birşey yok
        
    • dışında hiçbir şey
        
    • başka bir şey yoktu
        
    • başka hiçbir şey yok
        
    Şu andan itibaren olumlu düşüncelerden başka bir şey yok. Open Subtitles أجل . لا شيء سوى الافكار الإيجابية من الآن فصاعدا.
    Enkazdan başka bir şey yok. Sağlam bir savaş çıkmış olmalı. Open Subtitles لا شيء سوى أنقاض وغبار لا بدّ وأنها كانت معارك كثيرا
    Kumdan başka bir şey yok. Kürekle bulması yıllar alır. Open Subtitles لا شيء سوى الرمال يُمْكِنُ أَنْ يَستغرقَ السَنَواتَ لتحريكها
    İnsanın iğrenç doğasından başka bir şey değil. Open Subtitles لا شيء سوى الأكثر سوءاً في طبيعةِ الإنسان
    O sert vampir kabuğunun altında pamuk gibi birinden başka bir şey değilsin. Open Subtitles تحت هذا المظهر الخارجي القوي كمصاص دماء أنك لا شيء سوى كتلة حنان
    İçindeki pislik dışında bir şey yok. Open Subtitles لا شيء سوى الفوضي بداخلها
    Yine mi Mısır? Piramit ve kumlardan başka bir şey yok. Open Subtitles مصر مرة أخرى ، لا شيء سوى أهرامات ورمال.
    Yine mi Mısır? Piramit ve kumlardan başka bir şey yok. Open Subtitles مصر مرة أخرى ، لا شيء سوى أهرامات ورمال.
    Bugün faturadan başka bir şey yok, pis kokulu sürtük. Open Subtitles لا شيء سوى يُحاسبُ اليوم، الصعلوك الكريه الرائحة. أَعْرفُ.
    Kapıkolundaki parmak izlerine şimdii baktım, kirden başka bir şey yok. Open Subtitles لقد مسحت بصمات مقبض الباب لا شيء سوى اللطخات
    Enteresan biri ve mayodan başka bir şey yok. Open Subtitles الإشاعات حقيقية لا شيء سوى بدلة استحمام وكعك التوفي
    Yeterince beslemiyorsun. Abur cuburdan başka bir şey değil. Open Subtitles أنت لا تطعمه كفايته, لا شيء سوى المواد الحافظة
    Teğmen Tyler, veya onun olduğu fikri, kimyasal yerleştirmeden başka bir şey değil. Open Subtitles أعتقد أن ذلك الملازم تايلور أو فكرته لا شيء سوى غرس كيمائي في الذهن
    Evet ve detaylı bir safsatadan başka bir şey değil. Open Subtitles أجل، وبكُلّ الإشارات إنه لا شيء سوى خدعة مُتقَنة
    "Sen pis bir zenciyle yatan fahişeden başka bir şey değilsin, pis bir zenciyle yatan fahişe, pis bir zenciyle yatan fahişe. " Open Subtitles أنت لا شيء سوى قذرة عاهرة عاشقة زنجي قذرة عاهرة عاشقة زنجي قذرة عاهرة عاشقة زنجي
    Erkekliğini ispatlamaya çalışan bir çocuktan başka bir şey değilsin sen. Open Subtitles أنت لا شيء سوى فتى .. يحاول الإثبات أنه رجل
    - Manyetik parazit dışında bir şey yok. Open Subtitles لا شيء سوى تشويس مغنطيسي.
    İnsanlar buna çabucak alıştı. Sonra tasarımcılardan oluşan bir ekip kurup onları Amerika'ya gönderdik. Ve onlara sadece bir bütçe, bir dizi bilgisayar çıktısı, bir zaman çizelgesi verdik. TED و كذلك إنضم الناس فيها. و جمعنا فريقاً من المصممين, و أرسلناهم الى أمريكا. و أعطيناهم ميزانية, و قائمة بالأشياء التي يجب عليهم أن ينجزوها, و جدول عمل, و لا شيء سوى ذلك.
    Hava ve su az, kayalardan başka birşey yok etrafta. Open Subtitles لا يوجد الكثير من الماء أو الهواء، لا شيء سوى صخور للعيش عليها.
    Bu zayıf aşı dışında hiçbir şey. Neden bir sır gibi saklandığını anlayabiliyor musun? Open Subtitles ليس لنا دفاع ضد هذا لا شيء سوى لقاح ضعيف
    Onunki değildi. Yedek lâstik ve bir palto. Arabada başka bir şey yoktu. Open Subtitles كان صندوقه مرتباَ لا شيء سوى إطار بديل وسترة مطر لا شيء آخر في السيارة
    Buradan, dostum... bin kilometre içinde kum ve taştan başka hiçbir şey yok. Open Subtitles من هنا لا شيء سوى رمال وصخور لألف كيلومتر آخر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد