Yani ben onunla sadece konuşacağım, bir sorun yok aslında. | Open Subtitles | أقصد سأتناقش معه حول ذلك، لا مشكلة في ذلك |
Hayır, kesmezseniz öleceği için beynini kesmenizde bir sorun yok. | Open Subtitles | لا، بل لا مشكلة في فرم دماغه لأنّه سيموت إن لم تفعلوا |
Eğer matematiğini yaparsanız bunu yapmakta bir sorun yok. | Open Subtitles | إذا قمت بالعمل الرياضي لا مشكلة في فعل ذلك مُطلقاً |
Eğer bu daire onunsa, biz çıkarız. Hiç sorun değil. | Open Subtitles | إن كانت هذه شقته فسنخرج لا مشكلة في ذلك |
O kaltağı ayarlamak Hiç sorun değil. | Open Subtitles | أجل أجل سأتحدث معها لا مشكلة في ذلك |
Hiç sorun değil. | Open Subtitles | لا مشكلة في ذلك |
Rita ile çıkmamda hiç bir sorun yok! | Open Subtitles | لا مشكلة في مواعدتي لريتا |
Cory'nin futbol oynamasında bir sorun yok. | Open Subtitles | لا مشكلة في ذلك |
-Bunda bir sorun yok. | Open Subtitles | - لا مشكلة في ذلك |
Onu hallederim, Hiç sorun değil. | Open Subtitles | أجل، لا مشكلة في ذلك. |
Hiç sorun değil. | Open Subtitles | لا مشكلة في ذلك |
- Hiç sorun değil. | Open Subtitles | لا مشكلة في ذلك |
Hiç sorun değil. | Open Subtitles | لا مشكلة في ذلك مطلقاً. |
Hiç sorun değil. | Open Subtitles | لا مشكلة في ذلك |