Kullanılmış araba satmıyoruz. Önceden alınmış veya öncelikli alınmış arabalar. | Open Subtitles | نحن لا نبيع السيارات المستعملة بل السيارات الممتلكة من قبل |
- Onları satmıyoruz. Birini öldürmek için onlardan satın aldım. | Open Subtitles | نحن لا نبيع السلاح سيدي انه فقط من اجل ان نضرب شخصاً ما |
Geçen gece içtiğimiz boktan niye satmıyoruz, hı? | Open Subtitles | لماذا لا نبيع هذا الشيء الذي شربناه بالأمس؟ |
Kadınlara hisse senedi satmayız. Kim olduğu umurumda değil. | Open Subtitles | نحن لا نبيع مخازن للنساء لا نتهتم من هى , نحن لا نريد ذلك |
Madem satmak istiyoruz, olduğu gibi satalım gitsin. | Open Subtitles | إذا أردنا أن بيع المخزون, فلم لا نبيع جميع المخزون؟ |
Biz sigara satmıyoruz ama karşıda satılıyor. | Open Subtitles | نحن لا نبيع السجائر لكنها متوفرة عند كشك بيع الصحف في الجهة المقابلة من الشارع |
Öncelikle biz burada gazlı içecek satmıyoruz. | Open Subtitles | أكملي غذاءك مع بقية زملاءك لا نبيع الصودا هنا .. |
Bunu biz göndermedik, çünkü bu tür şeyler satmıyoruz. | Open Subtitles | حسناً ، لم يكن هذا في طلبيتك لأننا لا نبيع هذه الأشياء |
Bütün emlakçılara söylediğim gibi, satmıyoruz. | Open Subtitles | مثل ما اقوله لكل سماسرة العقارات، نحن لا نبيع |
Yani insanlar gerçekten beni umursuyor ama araba satmıyoruz. | Open Subtitles | أعني , الناس من الواضح أنهم مهتمون بي وكل هذا ولكننا لا نبيع أي سيارات |
Biz çocuk satmıyoruz eğer kastettiğin buysa. | Open Subtitles | نحن لا نبيع الأطفال اذا كان هذا ما تعنيه |
Özür dilerim. Biz burada dar kotlar satmıyoruz. | Open Subtitles | أنا آسف ، لا نبيع الجينز النحيف في هذا الموقع |
Biz... Biz ağaç satmıyoruz. Bizim sattığımız bir keyif. | Open Subtitles | إننا لا نبيع أشجاراً إننا نبيع طقساً عاماً |
Ah, hayır, o tarz ürünler satmıyoruz, hanımefendi. | Open Subtitles | زبدة السوداني. كلا، لا نبيع أشياء كهذه يا سيدتي |
Ama biz yemişliçörek satmıyoruz.., ne şimdi, ne de sonra. | Open Subtitles | لكننا لا نبيع "فطيرة الكعك المحلى"، لا الآن ولا لاحقاً |
Bilimsel davranmalıyız. Burada meşrubat satmıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن نكون علميين، فنحن لا نبيع مشروب لذيذ هنا، صحيح؟ |
Neden bunu zilyonlarca dolara Richard Branson'a satmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نبيع هذا الشيء لريتشارد برانسون ل، مثل، زليون دولار؟ |
Ama biz yemişliçörek satmıyoruz.., ne şimdi, ne de sonra. | Open Subtitles | لكننا لا نبيع "فطيرة الكعك المحلى"، لا الآن ولا لاحقاً |
Dürüst olmak gerekirse, bu kadar eski bir şeyi satmayız bile. | Open Subtitles | بصراحة نحن لا نبيع ثياباً قديمة الطراز هكذا |
Melezlere bu kasabada bir şey satmayız biz. Anladın mı? | Open Subtitles | نحن لا نبيع شئ للدامبيل فى هذه البلدة |
Zaten kirişleri yarım olarak da satmayız. | Open Subtitles | في الواقع, نحن لا نبيع نصف سقف. |
Tek seferlik ücret için patlama yaratacak malımızı neden satalım anlamıyorum. | Open Subtitles | ـ لمَ لا نبيع منتج رائع بأجر واحد؟ |